ŞAMANIN SİSLİ ÇÖLÜ
iki yanımdan akıyor
iki ulu nehir arzın endamında bir telaş tutkuya yaltaklanıyor korku kuşkuyla oyanışırken zamanın koynunda binbir yalanı damıtırken gözlerin anladım ki her halinle kal diyecek kadar insan değilim etin çizdiği sınırda durmuyor düşler yelken bezlerine sinmişken dokumacı kızların ellerinin sıcaklığı efsunlu bir kokuyu rüzgara sererken aşk dolu bakışlar dilimin çözünürlüğünde eriyor harfler sen okuma yazma bilmeyen bir çığırtkanlığı dudaklarında gülümserken dönüşü olmayan yollar kendine dönüyor şamanın sisli çölünde ıssız gölegeleri vuruyor güneş kendinden kaçıyor ışığın perdeli yüzü kabaran sıcakta cehennem tatbikatı alın morla sarmaş dolaş olmasınsından geriye hüzünlü bir kent kalıyor en nadide kelimelerle kurulmuş bir soytarı kibir ordusunun başında gülümseyen her varlığa dil çıkarıyor henüz yerle gök ışıkları söndürmeden suyun şehveti geceyi ıslatıyor soluksuz yatıyor tuğlalar ince ve kaba sıvanın altında ucu ısırılmış bir aşkı çöpe atıyor zaman bir gidişin homurtuları arasında bir noktanın altı üstüne geliyor çivi izli bir duvarı terkederken çerçeveler dilimin toprağını aşındırmaktan vazgeç kirlenmemiş bir yüze ağıt yakacak boşluk yok yeryüzünde söylenen her söz bu yüzden yavan ALİ RIFAT ARKU 26/08/2013 İSTANBUL |
Gülümseyen her varlığa dil çıkarıyor
Henüz yerle gök ışıkları söndürmeden
Suyun şehveti geceyi ıslatıyor
........imgelere yüklenen derinlik dikkat çekici kaleminizi kutluyorum
.........Şair saygı ve selam ve dua ile