GERGEFTE YEŞEREN SARMAŞIK
Ne kadar sabah olabilirsin ki ? Doğru ol.
I O muhteşem hatunu görüp büyülendiğini kız arkadaşını söylecek kadar dürüst müsün? Yatmadan önce bir paket çikolatayı midene indirebilecek kadar cesur musun? Ya yatıp kalkıp düşlediğin simsiyah konsere bilet alıp sessiz kalacak kadar renkli misin ? Hiç biri olamazsın. Dantel işlemeli gömleğini giymelisin önce. Veya saçındanda başlayabilirsin... Kuaförüne git.Bir demet mutluluk dilen,dile,dil... Dil demişken öyle birşey ye ki ekşi tatlıda aynı anda hissedilsin, sıyrıl tek halli vazifelerden. Bak bir ampul daha yandırdım. Her kapıya kulak misafiri olma bence. Ot gibi davaların sessiz şahidi kılınabilecek kadar şizofren misin? Daha gerçekçi bir öngörüde bulunursam : ’kim ne demiş-demişler-diyecekler umrumda değil’sahte vaazlarını verdiğin kadar hayalci misin ? Hepsiysen sabahsın. hayat; ballı kebap sana,ilginç bir tat özünde eskimeyen pabuç yedikçe büyüyen çikolata.. II Siyah beyaz dans... Beynimde zonklayan çiftetelliler,çift elliler. Acı verici nağmelerle kapkaç oynayan suratlar. Bu yüzdendir ki gazete önemlidir. Saracaksın illa kimsesizsen, agoraya uğrayamayacak kadar yalnızsa cebin. ’biz her gece heybelide mehtaba çıkardık’ kulaklığımla yani. Gazete var olsun ! Şeklimizi su yüzüne serdi,güneşle kurutmak üzere. E ne yapsın ? Ağustoslar zamanıdır. Kışa hazırlık malum,soğuk günlere yem. Güzel yerinde keser muhabbeti,acımasız . Gönül(?) işlerinde sarhoş bulabileceğini düşünür,umutlu. Vay hale vay ! Jilet gömleğim, dünya üzerinde seksek oynarken,yüzyıllar söner. Bu masal pencere önünde ki karanfilimle başlar. develer tellal olur, pireler berber... Masal olur masalarda sabahlar... Dilara SAYAN |
Gülü seven dikenine katlanır...
Yüreğinize sağlık...Sevgilerimle...