ELLERİN DANSI
Tüllerin ten otağında kalplerin hükmü geçer
Aşka dokunan bülbülün dili lal olur birden! Seyre durur ışıkları solgun ölü gözbebekler Ellerin dansını izler uzaklardan bir adam... Dram okunur yüzünden Üşürsün sözlerinden... Sahipsiz sanılanların ellerinde bir isim Bir kan izi var herkesin Alnının ortasında! Bir adağa kurban giden Masum yüreklerimizin Hayat sahnesinde oynar, ellerin dansı... Sinsi! Süsler dansını izlerim ve hiç çıkmadan sesim!... Ağaçların yaprakları dileklerle büyürken Bizler yolları bekleyen yılgın bekçiler gibi! Elleri görmeyiz sabah, akşam olur bilmeyiz... Sevgisiz ruhlarımızın sevgisi kadar derin Hani görülmeyeni hasretle bekler gibi Loş ışıklar çehreme asi portre çizerken! Ellerin dansı sarar bütün dünyayı birden Birden kırmızı yağmurlar boşanır gökyüzünden... Sustuklarım ruhumun ebedi kadim dostu Göstermiyor yüzünü kaplamış hayvan postu! Sessizlikler dert değil! Hiç o kadar sert değil! Yumuşuyor yürekler yağmurla erir gibi Mum ateşi altında bana gülümser gibi... Ellerin dansı her an sahnelerde dönüyor Başımızın etrafında ötüşen kuşlar gibi... Cımbızla çekip alır o danseden, o eller! Saçlarında tokalar, duvaklar ve de teller... Bir müzik var esrarlı bir müzik ki cin dinler! Herkes uykuda izler! Herkes uykuda dinler! Ellerin dansı vardır kıyamete dek sürer... |