mavi önlüklü kız
Bir okul vardı hani ya,
İsmi Hilal olan meydanda. Geçiyorken önünden altıda, Ansızın sen düştün aklıma. Hilal okulu karşısında, Bir acaip oldum durunca. Zil çaldı vakit olunca, Titredim sanki ağaç dalıyım da. Kıvırcık saçlı bir velet, Mavi önlük,kırmızı babet. Kırmızı kurdele saçında, Gözleri o kızı hatırlatmakta. Koştu yanıma sanki,geldi. Tuttu elimi sıkı sıkıca. Elinde tüplü çikolata, Ağzı yüzü hep çikolata. Konuştu,konuştu susmadı. Kız güldü,benim içim ağladı. Hava kararmıştı hafif, İnce bir sis var,naif. Yürüdük onunla uzunca, Çıktık geldi evimize olanca. Kapıyı sen açtın,güldün. Kız güldü,zaman sürdü. Koştu,çıkarmadan babeti. Sen kızdın,kızda güldü. O güldü durmadı hiç, Ben ağladım durmadım hiç. Akşam vakti sofra kuruldu, Kız sanki tek oturdu. Konuştu boyuna bakmadan, Sen güldün,kız güldü durmadan. Eski günler canlanmadan,ağladım. Sonra resim yaptık biz onunla, Sen oturuyordun kucağında meyve doluca Uzattın meyve,bıçak ucunda. Bıçak kavradı boğazımı. Kana bulanan renk;beyazdı. Uyuduk sonra vakit geçince, Saçlarını taradım acizce, Kız baktı derinden halime. Güldü,güldü,susmadı. Yattık,tam dalacakken. Uykunun tadına varacakken, Ve aşk,hayaller kuracakken Kız geldi,gülüyordu. Bana bakıp,süzüyordu. Eski çam ağacının altında, Kusmuştun ya nefret konunca Kız dedi bana bakınca Nefret ediyor bu senden Sen güldün,kız güldü. Ağladım,içimi kan bürüdü.. (Akça bardaklar,solmasın demiştik...) |