turna kanadında rüyalarkış olsa yetmişdört kışı ankara garında iliklerime kadar donsam islim verse buharlı soluk alamasam tadı albümlerde kaldı o ayrılığın senden bir daha ayrılsam gençlik parkının en kuytu yerinde diplesem duble duble üstüne kalmasa beş param ceplerimde koyacak ya iyice verseler askerlik celpini ellerime kendimi kışlada bulsam bir kızım kalsa kucağında gözleri deniz ağzı sütlü dilleri dilsiz bir mermi filizlese diz kapağımda sen görmeden yaralansam düşsem yarenlerden ayrı dudaklarım çatlasa hozan tarlalarında ölüm yakındır diyerek gayrı yansam yansam orucum olsa sensizlik bir ömür boyu susuz kalsam saymasalar yaşanmışlıkları ağzıma cüher koysa evliyalar renkler cümbüşüne dönse alem bir türbenin duvar dibinde uyansam senden yeniden ayrılsam kasım |
öyle ya...
kaybedip, ayrılıp sonra bulmak var ya...
şart değil üstelik
görmek
sesini duymak
en mühimi değil mi kalbinde bulmak yine...
iyi ki varsınız
iyi ki yazıyorsunuz
teşekkürle şiire
saygı dua ile...