izohipsiz adamyalnız kalınca anladım kaypak bir adam olduğumu dipsiz göllere atlarcasına illede mavi diyerek nice dilberlerin gözlerinde kör ölüme boğulduğumu bazan mekânı iyi tutturuyorum bir ela dürtüyor beni şimalden dayanamıyorum buz gözlüme gideyim derken şark ellerine mazimi roma meydanında unutuyorum şirlerimin arasında bile ebruya dönüyor us’um bütün parmaklarım boyalı diyerek yeşili nasıl çıkarmalı dönüyorum yarım bıraktığım kilime suçum değil kıtaların arasında kaldığım çabalarım ondandır ki sevgiye daraldığım şimdi inadına mesleğim ya kaydırıyorum yıldızları birer birer zor kaldığımda parlamasınlar olur ya dilek tutarım elime ayağıma dolanmasınlar kasım |