Ay-balamŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Annem güllerin üzerine yağmurluk örerdi/
Üşümesinler diye…” Tutuşurdu gece; Sarhoş it soluklarından Ayın kirpiğine gam bulaşmış Ömür ufalanmış törpüde Avuçları kuru çocuklar Acı düşmüş yüzlerine Kanatları kırık/ Soluksuz! Günebakanlar kör Sağır hacıyatmazlar Ölüm saklanıyor/ Kuru gölgeler altında Saçaklı verandalarda Sarı umutların Damar yaraları Boğulan hercailer Sözlenen karanlık Yürek hançer yarası Bir bulut kanıyor Saçlarına ölüm girmiş Dudakları yaldızlı Elleri büyüdü kadınların Ay gölgesinde/ Işıdı yalnızlık Güven ortada Emek talan… Sevgi sözcükleri yabancı Aşk kurnaz nazlarda Daha/ki avurtlar dolu Bir çeviriyor yarasını Birinde kabuk izler Söküyor yamayı Yürekten… Volkan bir kalbin; Damarında züğürt Kan izleri dolaşır Sevmek karga tulumba Gitmek özleyene uzak Gelince anılar depreşir Çuval dolusu mutluluk Kimlere gebe ki/ Bak! Bir kadın iffetini asıyor Ay halesine/ Söz düşmesin diye Ailesine… |