İnce Birio yaşlı kente geldiğinde her şey dönüp duruyordu etrafında ışıklar yollar binalar insanlar neonların bu yalnızlığı nedir diye düşündü o anda böyle kalmak istemiyordu ev dediğin orman olmalı diyor herkesin hayatına aynı veda ile giriyordu o yaşlı kente geldiğinde her şey aslında onu beklemiyordu ayyaşlar unutkan değil diye düşündü aynaya bakarken ve gökyüzünün altında apansız yakalanıyordu akşamın son telaşına o yaşlı kente geldiğinde her şey ufaktı yaşamdı sadece süstü asılı duran bir yerlerde korkusu denize çekilmiş manzara aranıyordu hayale ise meydan kendiyle başkaydı o bu yaşlı kente geldiğinde biz ölümsüz dedik ona unutuldu sonra … |