ağrımayan başına çaput bağlayan kızımah inat küpüne düşen kirpi göynek giyen kızım ahha şuncağız için mi evin damını çökert’tin de bana çoluğun çocuğun ağzına sakız ettin ya bizi daha demem daha söz söylemem sana inadın kurusunda başka şey demem sana kaşının üstünde gözün mü var dendi el eline muhtaç mı bırakıldın ben gibi evinde halayıklar el pençe divana durdular sende ben ise el evinde pervane oldum da gıkım çıkmadı behhey inat çökerten kızım inat çökerten kızım sen ben gibi mi çekindin kara yazmayı on beşinde sen ise ağrımayan başına çaput bağlayan kızım yuğdum yunacak dendi bana pişirdim taşırdım aş’ köpek yalı dendi aşıma babamın evinde ağa paşa’ydım ya el evinde gülümün dalı kırıldı dikeni battı beheyyy kızım söynüklerin dilleri benim dilime ise asma kilit vurulmuş gibi sözler boğazıma dizildi lokma sandım hey kızım lokma sandım ahhhh ağrımayan başına çaput bağlayan kızım sözüme izanıma gelecen de çok geç kalacan behhey yavrum çok eller’ile düğün bayrama gidilir der benim anam bubam ise söz üstüne söz söyletmez idi sen kime çektin be inadı kuruyasıca de bana ağrımayan başına çaput bağlayan kızım de bana dün baktın son haline kızım çok söynük göründün gözüme ettin kemiklere batmış geldi avurt’ların çökük gözlerin ise neşesini yitiren bahar gibi saçlarını kara yel savurmuş karlı dağlar öpmüş belin benden önce bükülmüş gibi hayata karşı bir sıfır yenik inadına köpekler tüküre kızım köpekler evini ocağını yıkan benim goncam olamaz olsa olasa dikendir bağrımda diken ahhhh ağrımayan başına çaput bağlayan kızım beni soluksuz nefessiz bırakan kızım ellerin önünde başımı eğdiren kızım sözüme gelecen de beni kara topraklar saracak senin yerine inandı kuruyasıca ahhh hayırsız kızım mahmudiye düzkaya |