Aşk çilesinde ecir olmak, sevdasıyla O’na ulaşmak…Gönlün umudu aşktır Sevdasına ram olabilmek kulluğun farkıdır Kul, aklı ve bilgisiyle marifet halkasına tabi olmalı ve yaşamalıdır Ruhun insicamından neşet eden ahdi unutmamalıdır, rıza için mutlaka adanmalıdır Ömer’i affeden Allah Diri diri kız çocuğunu gömen kimdi maazallah Rahmet ve mağfiret umudun şavkında ihsan olurken, şaşkınlık nedir billâh Gönül ne bereketli bir ummandır, her marazı temizleyen çağlayandır, çünkü sedası vardır Ey tenimden süzülen ter Ateşi nasıl bilirsin, nefsin kollarında esir misin? Neden sevdanın suhuletinden içtinap edersin, hak rızasını hiç bilmez misin? Yedikçe yiyen, keyfiyet içinde serilen, O’na itaate gelince çekinen, nasıl bir ibretsin Ne zarurete iltifat ettik Ne de ruhsatlarla yetindik, doyumsuzluğa sürüklendik Moderni tenin uşağı haline getirildik, dünyevileşmek adına niçin yarışa girdik İnsanlığı çok gerilerde bıraktık, kıt kanat geçinen kullara farklı baktık, niye aldandık Bir değirmen vardı Sıraya girmek nasıl bir meşakkatti, eza demek azdı Un çektirmek için sabrın rengine bürünmek şartı, muhabbet ikbaldi Kadın, erkek rızkı için koşarlardı, samimiyet ve çile onlar için irfana götüren ardı Hangi dervişten söz etsem Meşrebini ve memleketini merak edip, nazar eylesem Belde ve köyün farkı açığa çıkar, insanlar sadakatinden taviz vermeyen vicdanlar Dile getirilen niyazları, sessizliğin iklimine bırakılan yaşları, sinede ekte kalanların ibretiyle dirilsem Çaresizlik ümit kapısına götürür Ruhun serencamından ilzam olunan hüzündür Samimiyet ve teslimiyet hak kapısı için zaruret kabilinden nasibi güldür Kula en yakın olan, annesinden ziyade şefkati bulunan, canan adına sevdaya fark atan yegâne hükümdür Mustafa CİLASUN |
yazın okuyalım kültüre ilme doyalım ...