Kara Çiçeğin Ölümü (İkinci Düzenleme)
Yüz farklı renk vardı bugün ;
"gökyüzüne asılı" yüz farklı renk.. mermer kadar güzel, damarlı bir yüzeyde, damlalar haline gelen ve yeryüzüne, kara çiçeğin ölümünü getiren işte bu, yüz farklı renk hakimdi bugün... ..ve o damlalar üzerinde; inşa edilirken gökyüzü henüz gözükmemişti küçük kız, gözükmemişti ve düşmemişti yansıması suya, ..ve ne mümkündü bir güzel yüz daha görmek o suda.. Hayat iz bulurken gizemli bir toprakta, yoktu rüzgarın bundan bir haberi ıslık çalan bir varlık; in midir yoksa cin mi; bilinmez lakin vardır kocaman elleri ve bir gariptir, bilinir halleri, her geçitin altında saklıdır bir sihri işte o sihir beklesin hele bir, kara bir çiçeğin lanetine uğrayan da, kapkara bir yılana sarılan da, yok olup giden de dahildir mutlaka marifetli bir dünyaya, bu oyundaki.. Sabah, göğüs kafesine ilk uyanışını saklarken içimdeki varlık bir çiçek gibi sessizce şımarıp toprağına konana dek, rüzgarı ile sevişecekti hayatının, ve ona yön veren güç, çiçeğe, konacağı yeri göstermeden önce, tohum olmanın hafifliğini de hissedecekti, bir cinin bohçasında yok olup gidebileceğini de.. Yüz farklı renk vardı bugün, hepsi de havada, hepsi de mutluluk içinde yüzmekteydi; kara çiçeğin ölümü; renklerin gelip, kara yapraklarına konmasıyla başladı, bir konuş ki o güneşi bile geride bıraktı böylece gölgeler kalktı gerçekler su yüzüne çıktı; siyah maviye, mavi sarıya, sarı yeşile ve sonunda da kırmızıya.. renklerin gerçekliğinde gerçekti çiçeklerin toprağa dönüşleri, bir şair daha ayrılırken toprağından bir bohça şimdi; gökkuşağının altında geride ise dev düğümler; yutkundukça acıtan, hayatı zorlaştıran, işte bu düğümlerdir şairin boğazında.. |
Begenerek Okudum....