Ruhumu dolaşan dili dinledim bu sabah Kronikleşen aşk sancılarıyla uzandığım oda Dört duvarın tutuşan renkleri de değişmişti Gitmiştim hiç gelmemeye doğru, gitmiştin
Dünya üzerindeki en bilinmez şefkât ayini En tehlikeli virüsü ecnebi dokunuşlarla öptü Sedye üzerinde hızla geçiliyordu o sayfalar İlk defa zehirlememişti oysa ki kutsal kökleri
Tüm öğretiler sırtını dönmekten geçiyordu Yüksek dağlarda öpüşmeye veda eden hareyle Hiç tutulmamış o mucizenin son arzusu İnandıklarımı ve inanmadıklarımı görebilmekti
Sana dokunmayı anlatıyorum dokunulmazlıkla Milyonlarca kemik torbasından çıkan seslerle Belki de korktuğum için korkularının gücünden Yanılmayı reddediyorum Tanrının huzurunda
Leş kokusuysa çoktan sardı yaşadığımız kenti Ezilmiş çiçeklere ağlıyor bütün bahçeler Tasavvufu yazılmamış roman gibi sokaklar Bize benziyorlar boşaltılmış, yıkık ve kederli
Düşlemek, ikinci kez doğurmak gibi Firavunu Sığınacağım bir denize boş gözlerle bakmak Gaz banyosunun ardından çokça seni unutmak Tecavüz edilmiş yüz binlerce ruhun hissettikleri
Yeniden yaşamak umudu bırakmıyor savaşlar Kireçleyerek gömsem seni, unutur muyum? Tüm unutamayacaklarımızın arasında öldü aşk Gitmiştim hiç gelmemeye doğru, gitmiştin…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Antisenitizm şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Antisenitizm şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
iyi ki yazıyoruz.
...
Ve sen hiç tükenme lütfen...