sorun; yaşınızı söylesin
nefeslerin sıcağında
hayalinde terazi vardı mutlaka bu nasıl ve kaçıncı isabet sırrına ermek ne mümkün dinledikçe karıncalar geziniyordu saçlarımda atılan taştan kurbağalar ürkerdi hiç şüphesiz kanatsız uçarken rakamlar seyrinde geceyi kovdu gözlerdeki parıltılar abartı yok enseye bakması yeter ya da zamanın durduğu yere sanki elleri sandalın dümeni gerisinde bütün sokaklar derya misali her adım bir kulaç sayılırdı haklı bir övünç esiyordu anılarında ne diyeyim arkadaş hayata verdiği selamın tarihini unutan gitsin yanına in mi, cin mi bu adam inanın, çok şaşkınım siz de tanısanız biraz eminim şapka durmaz başınızda 23.07.2013-Ahmet BOZTAŞ |