SUÇLU
SUÇLU
masada kal ben bütün hesabı ödedim anılara sen yeter ki masada kal lütfen masada kal olur a gün içinde birden ararsan eğer tek başına kalmış yarınlara şaşırma ben her an yakın uzaklarda olurum bilemem ki evin her yeri darmadağan bir gönül hırsızı mı girmiş dünyama tablolar yerinde değil albümler yırtılmış anılar saçılmış şuraya buraya perişan olmuş perişan dermanı kalmamış umutlarımın saçım sakalım karışmış birbirine tedirgin gelen tutarsız mesajlar boşuna ben öfkesini yenemeyen öfkeliyim yine demişti en yakın arkadaşım bu daha ne ki vara yoğa aldırmayan bir yanım vardır sanıyordum artık esen yelden sanki nem kapıyorum yok bunun cesaretle alakası ne işim var yine inim inim inleyen bu çılgın sahilde ya da ne bileyim mesela gönlü bol o kır kahvesinde ayaklarım değil ha bilesin beni buralara getiren bu başıboş saatlerde ürkek bir acı çörekleniyor ta yüreğimin ucunda hafif bir dokunsan ah bir dokunsan gör bak kime koşacak bir şarkı vardı hani içi sevda yüklü kaç kez söyledik o şarkıyı anımsa inanır mısın hâlâ eskimemiş hem kendine bir köşe bulmuş bütün seven gönüllerde geziniyor yüreklerde geziniyor korkusuzca sorgucu güya iyi niyetli amansızca kaç kez sordu senin yerini yemin ediyorum dut yedim de dut susuturan dut billah söylemedim ona gönlümdeki köşkünü bir ıslık var aceleci dudaklarımda delikanlılık günlerimden kalma ıslığımda tutku kucak kucak ha şimdi ışık yanacak ha şimdi yanacak sen pencereye çıkacaksın ya dünyalar benim olacak ışık yandı yanacak yandı yanacak iflah olmaz bir çelişki benimkisi aynı yerde tur üstüne tur atıyorum geçtim yine o tanıdık kaldırımlardan niye asabiyim bilmiyorum bilmiyorum işte üstüne üstüne basıyorum parke taşlarının hırsla hiç bilmiyorum neden kızgınım bu sokağın bütün kaldırımlarına sanki suçlu onlar da birinden veya bir şeyden mi kaçıyorum aynalara baktıkça bu nasıl ne zaman nerede başladı ki çoğu kez anılara anılara sığınıyorum hep kaçabildiğim kadar kaçıyorum herkesten siz nasıl olsa bir karara varırsınız benim hakkımda biraz benden yana olun ne olur esasen suçlu ben değilim masamdaki yüklü dünya da değil bu saatte işte tam bu saatte Beyoğlu’ndayım salaş bir bardayım sesi yorgunluktan boğulmuş cılız bir şantöz umurumda bile değil yanımdaki akça kadın yabancı onunla çalakalem söyleşiyoruz işte akça kadının gözleri çok iri ama bakışları hiç mi hiç suçlu değil arada saplanıyor sanki yüreğime hep senin için aslında ben bilerek istedim burada olmayı onun bir teklifi olmadı Allah için bu yüzden o suçlu ndeğil kim bu suçlu kim kim kim ne olur üstüme gelmeyin zaten yorgun düştüm tüm kaçışlarımdam ama sır küpü de değilim itiraf ediyorum işte yanımdaki akça kadını baygın bakışlı esmeri saçlarını savuran sarışını geç bunları gülüm geç köşedeki küçük masa var ya hani bizim masamız hani bizim masamız hani bizim masamız |
Sevgi yaşam biçimimizdir…
...........................................Saygı ve selamlar..