Ağır Yolcu
Kırk yaşında bir yolcu gibi
Yürüyorum ağır ağır bir tepe yamacında Zoraki yükler taşıyorum göğsümün sol kenarında İltimas geçmek ne ala,alışıyorum Derken yeniden kayboluyorum Issızlık,sessizlik ve yalnızlık ortasında Kısık sesle konuşmak neden ister ki insan Bir nedeni var mı diye düşünmek istemeli bazen Sonra hatırlamalı sevdiklerinin olduğunu Sarıya,maviye,yeşile hasret dolu bakmak ne demek Özgürlüğünü içinde kaybetmiş gökkuşaklarının sessiz matemi mi Ya da karanlığa kuşluk vakti vurulmuş sevgili özlemi mi Kana kana su içmek gibiydi seni sevmek Önce susuzluğum,ardından mutsuzluğum yeşermişti Temiz sayfalara inanır olmak ve sana doya doya bakmak, Gözlerimi gözlerinde unutmak istemiştim,seni istediğim kadar Utanmak,kızarmak ve olmak yanakları al al kırmızıya inat Beklemeye alışacak kadar uzun yaşamak mı önemli olan Veyahut sabrını sınamak mı sadece o gelsin diyerek Resimlerin,hatıralarımın baş aktörüdür hala Atmaya kıyamadıklarım arasında örülü saçları olan bir küçük kız vardı Masumiyeti yüzünden akar,gözleri her zaman güneşe bakardı Olmasa da yanımda,duymasam da sesini Bir zamanlar o kızın gönlü benim için atardı |