Olur muydu?
Bak gördün mü öksüz kaldı bu çocuk
Verdiğin bir yudum aşk anne sütü gibiydi Şimdi yağmurda ıslanmış serçe misali yüreğim Sabaha kalır mı ben bilmiyorum sevdiğim Sanki dizlerim titremiyor mu sanıyordun Ya gözlerim, durur muydu ağlamadan Tanıdığım kişi yabancı oldu, artık bana el Git deyince gidilir mi, gel n’olur gel Yemekler sensiz tatsız, tuzsuz be gülüm Kapıdaki eşik boş, yok oldu ayak izin İlk öptüğüm yer, bastığın ipek halı Baktığın ayna bile yansıtmıyor kapalı Ördüğün atkı hala bavulumda atamadım Gerçek mi bu yokluğun, inan ki alışamadım Her sevgili adayı sensizlikle yarışıyor Gelen gelmiyor, gelse de seni aratıyor Hatırlıyor musun acaba o eski günleri Bir ben miyim hala anılarla yaşayan Belki esir aldı seni bu yalan hayat Belki de huzur buldun başka ele uçarak Günden güne artıyor düşünceler Yüreğim yangın yeri, sense bundan bi haber Kalsam mı, gitsem mi bu şehirden Kararsızlık içinde bu ruh yeniden Sırf değiştin mi diye bakıyorum resmine Acaba yüzün aynı mı gözün aynı mı Merak ediyorum nasılsın iyi misin? İnatla iyi niyet besliyorum bilebilir misin? Keşke kalsaydın be güzelim Keşke umut dolu olsaydık hep Ne fakirlik boğardı bizi Ne de aya çıkardık zenginlikten Sütten yoğurt yapmasını iyi bilirdin En güzel yemekleri yapıp da yedirirdin Aslında iki çocuk da yeterdi bize Biz bakarken onlara göz göze, diz dize Kapı önünde bir salıncak kurardım sizin için Sonra oyunlar oynardık sen, ben çocuklar Kuş seslerine karışırdı onların masum sesi Senle bana yeterdi yuvamızın neşesi En güzel kıyafetleri seçerdin benim için Saçım bozulmuş mu diye bakardın ara ara Bense ellerini tutar, öperdim yüzünü Dinlerdin, anlardın halimden özümü, sözümü Azla yetinip, çokla sevinirdik seninle Çocuklar seçerdi yemeği, beğenmezdi belki de Ama ben senle doyardım bir kaşıkta Beraber toplardık soframızı oracıkta Açılırdı yeni ufuklar önümüze ilk ışıkta Umutlar sevinç olurdu evimizi aydınlatan Küçük küçük eller kirletirdi mavi boyalı duvarı Sen de güler geçerdin boya benim işim mi diye İlk fidanı ekince beklerdik ertesi yazı Özen gösterirdik onun huyuna, suyuna Toprağı kurumasın diye sürekli sulardık Onu izleyip gururla seyre dalardık Beş yıl geri alalım bu zamandan Ev çöktü güneş yok, ağaç kurudu Umutlar gitti, hayaller bitti, çürüdü Doğmamış çocuklar bile büyüdü Uyandım uykudan aniden, terliyim Kahrediyorum rüyama yeniden, kederliyim Gerçekler bile yalanlardan bi haber sevdiğim Yastıklar tek, yatağım boş zemheri viraneyim Sahilde kıyıya vuruyor attığımız taşlar Dalgalar boyumu aşıyor yokluğuna kızarmışcasına Köşedeki çay bahçesinde içtiğimiz meyve suyunun Tadı bile damağımda sevdiğim, unutur muyum Kış mı geldi? Hiç merak etme Her taraf bembeyaz alabildiğine Gökyüzü karanlığı bile gölgeleyemiyor adını Daima hatırımdasın sen ellerin kadını... |
Kalemin susmasın
_________________________________Selamlar