EY HAYAT SEN NE ACISIN
Bir gece ansızın yüreğimdeki bir sızı.
Gözlerimde amansız bir yaş yumağıyla uyandım. Sanki bilmişcesine rüyamda evimin duvarlarının yıkıldığını gördüm. Aşkımı toz duman bulutlar arasında kaybettim. Ey hayat sen ne acısın gözlerimi canımı aldın benden. Kendimi bir labirent içinde çırpınırken buldum. Her tuttuğum dal birer birer kırıldı. Çaresizlikler denizinde boğuldum yapa yalnız. Ey hayat sen ne acısın sana ne kötülük ettim ben. Durmaya çalışırken kendi ayaklarımın üzerinde. Ta kalbime giren kör kurşunla yıkıldım. Hayatım toz duman oldu. Dinamitler patladı yalnızlığımda. Ey hayat sen ne kötüsün. Gülen gözlerim unuttu artık gülmeyi. Kalabalıklar içinde yapa yalnız kaldım. Her aldığım nefes kangren oluyor ciğerlerimde. Ey hayat sen ne kötüsün. Ey hayat sen ne acısın gözlerimi canımı aldın benden... Emel Bayrak Tarih:11/Temmuz 2013/Perşembe Saat:05/31 |
Doğum ile ölüm arasında uzanan ve hayat diye isimlendirdiğimiz bu meşakkatli yolda,
hep güzellikler, hep tebessümler, hep mutluluklar yok.
Bazen,
kuytulara gizlenmiş, karanlıkların sevimsizliği ile kendini kamufle etmiş sevimsizlikler de beklemekte bizleri bu amansız yolculukta.
Düşmek te var, kalkmak ta...
Sevmek var, sevilmek...
Terk etmek, terk edilmek...
Gözyaşları var, hüzünler, ayrılıklar...
Ümitsizlikler, hatıralara sığınma...
Her şey ver, her şey!...
Önemli olan;
güçlü olmak, yaşamayı başarabilmektir.
''. Her darbesini yediğinde hayatın,
her beklenmeyen, umulmayan düşüşlerinde,
her sızladığında yüreğin,
her kaybedişleri yaşadığında,
her seher esintilerinde bir şeyler kopup gidiyor ise gönlünden
ve her hazanda gözlerinde dinleniyorsa sağnaklar,
yıkılma, yorulma, yılma...
Kaldır başını kardelen misali,
hayatın tüm soğuk ve sevimsizliklerine inat...
B.T.H.''