KANSER ÇİÇEKLERİ....Yalnız kahkahalarını paylaşırlar Mutluluk çanları çaldığında sokakların Kimi alev dudaklı kadınlar Kimi kont giysili baylar Yanlarından geçerken sefil giysili ruhlar, Sanki buz dağına çarpmış gibi olurlar !… Yüreklerinde pıhtılaşır çaresiz çaresizlikleri Hepsi de sokak dünyasının kanserli çiçekleri Son barınak bilmişlerdir kendilerine öteden beri Koca kentlerin en yaşamsız üvey köşelerini Yorgan yerine üstüne bir kaç gazete parçası Ve yere de taş bir döşek serdi mi, Bunlardan ibarettir onların tüm servetleri !… Yaşadıkları HİÇ’liklerden bir türlü kurtulamamışlar Mazi de ki girdaplarını kimseye inandıramamışlar Hep bir peşin yargıyla itilip kakılmışlar Canlarını kucaklayan tek dost olmuşlar; Dilden yoksun, ama sevgi zengini vefalı kaldırımlar… Koca kentlerin süslü vitrinlerinden Mutluluk düşmemiş bir nebzecik olsun paylarına Ak düşleri hep tok tutmuş kaldırım çiçeklerini acıktıklarında Ruhları ölümüne bir anne şefkati sayıklar Tanrısız sokakların sevgisiz çocukları, Ölüme bir kurtuluş umudu gibi bakar Ve kalabalıklar da hep ÖTEKİLEŞEREK yaşarlar !… Pusudayken talihsizlik, kar, tipi ve ayaz, Ecel sirenleri onların peşini asla bırakmaz Doğanın amansız saldırıları bazen onları isabet almaz, Bir hedeften, başka bir hedefe bazen tesadüfen kaçar Ve ölüm umut olup doğadan önce onlara kapılarını çalar Zaten “YOK” sayıldıkları için arkalarından ağlayanlarını olmaz, Öldükten sonra da hiç bir sokakta onların gölgeleri dahi kalmaz !… Özü taş olsa da kaldırımların o sert yapısı Yumuşacık bir yürek gibi yansır sokak insanlarına Taş bile eğer kimsesizlere sıcak bir yuva olabiliyorsa Esirgememeliyiz asla ! “BİR YUDUM SEVGİ’ yi” sokak insanlarına... Yoğurur hesapta yokken kaldırımlar bazen de; Yaşama hazırlar sokaklar, kimi sokak çocuğunu, Uyandırabilir bakarsın içlerinden birinin sürgün ruhunu Kamçılar damarlarından taşan sonsuz yoksulluğunu Kaldırımların bulaştırdığı O İBRETLİK MUTLULUK SUSUZLUĞU !... Onlar tesadüflerin yaşattığı adeta birer NAZAR BONCUĞU ! Etrafı ölümlerle çevrili bir son durağa emanet bırakılan, Ve haddini aşan bir mecburiyet yüzünden öylece üryan unutulan, Onlar ki, kanunsuz sokakların TALİHSİZ ÇOCUĞU ! Bahtsızlığın şekle bürünmüş capcanlı yolcusu... Çıplak sevgisizliklerle sokaklara bırakılırken Kısmet olmamış onlara baştan beri, Yüreklerine yüklemek bir lokmacık sıcak duygu Sevgi sağanağına bandırmış olursunuz oysa siz, Nokta kadar bir tebessümünüzle bile doğrusu, Sokak insanlarının sevgisizlikten o tam takır bırakılan ruhunu !... KALDIRIMLARIN GÖZYAŞIDIR HER SOKAK ÇOCUĞU ! Hem anasız, hem babasız evler çoğaldıkça Onlar yaşamın ne ilki olacaktır, ne de sonuncusu Uzatın, durmayın uzatın !.. Şefkat duygularınızın karşılıksız veren o iki kolunu, Sanmasınlar AĞLAMANIN bir yaşam BİÇİMİ olduğunu ! Sanmasınlar kimsesizliğin bir KADER olduğunu !... İ.Hakkı Gürcanok (İzmit/Kandıra) |
Bu ezeli büyük yara,kaldırımda kazınmış
Köprü altlarında,sokaklarda sancısı artarak devam etmiş
Gönül ister ki her yer güllük gülistanlık olsun..Şairin dediği gibi;
"Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun."(Cahit Sıtkı Tarancı)
Hisseden ve hatırlatan duyarlı gönlünüzden sevgi eksilmesin
Kutladım saygımla.