Yarenim
sinesi karanfil kokanım
eza içinde kalan yarenim vakti sır olan bülbülün biçare sükutunda ömrü gam ile geçenim gönder canı gönülden bir nida tan-ı semaya arz-ı bir kelam ile düş nurlu yollara gönlüne düşen har teninde cananı yakmasın diye elleri menekşe kokanım nazlı bakışlarında üryan yarenim gözlerinde hilal saklı olanım mey sanıp geceyi doldur tan-ı kadehe sabah ezanlarına vuslat yetim bir kuşluk vaktinde gözyaşın dinsin diye nefesi çam kokanım ılık seher yellerindeki yarenim huşu içinde duldasız kalanım kahır yüklü dağlarda kimsesiz bir nebi yuvasız kuşlara kol kanat gerenim ol ki bi çare derdime sineme düşürdüğün ateş ile lebinde saklı pınarından kana kana içen bir garip çoban olayım saçları yediveren gül kokanım her teli bülbül çağıran yarenim ömrüme ikram kılınanım yareme tuz basarken terk-i viran diyarlarda bilinmez bir hal ile aşkının deryasında gazel iken tan kızılı kehribar ile gönlünün cennetini tespih edeyim |