SİNEME BATAR (III )
Söğüt’ten uzanır iklim Edirne’ye
Topkapı’dan salınır Dolmabahçe’ye Yıldız sarayında uçuşur Beethoven’den sonatlar. Parmakları dolaşır şehzadenin Ağır Fransız kumaşı sallanır Ahenginde müziğin İthal piyano başında Divan-ı Hümayun masada Narin parmakları gezinir Evladı-ı Fatihan’ın Tuşları sineme batar . Boğaz’da çarpar yüreğime sert rüzgarlar İçimde dalgalanır hüzün Bir karıncalanma kılcal damarımda İstanbul’da bahriyeli İngiliz askerleri Yunan İzmir’de dağılır salyası Doğuda Yecüc ve Mecücler Güneyde Fransız ve İtalyan süngüleri Harem-i ismetine yolculuk başlar Yollar sineme batar. Kurtuluşu yazan kalem neylesin Efsane doludur bu kısım Kadının çocuk çıplak, sırtında Mermi sarılı battaniye Nemlenmesin diye umutlar Sakarya ,Kocatepe’de dualar Sarışın ,mavi gözlü dev Daha nice büyük adamlar. Türküsünü yazmakta Ölümüne gecelerin şafağında Zaferle bitecek destanın Kürsüde hitabını dillendirir Onuncu yılında cumhuriyetin Sesi sineme batar. Boynu bükük Mazlum milletlere ışıktı aydınlığımız Emperyalizme hem ilk, hem büyük Dur demekti kararlılığımız. Geldikleri gibi gittiler Ön ayak oldu mücadelemiz. Bir şahlandı Yer gök şahit pir şahlandı Kımızı zeminde beyaz Yeniden özgür ay ve hilalimiz. Eğimi sineme batar. Niye ben değilim ilk üçte dünyada Neyim eksik ? Ne bulamadım aradım da ? Adalet mi,sevgi mi,barış ve kardeşlik mi? Akıl mı eksik ,bilim mi,toprak mı verimsiz İnsan mı zayıf,kültür mü cılız Ya da yönetenler mi beceriksiz Daha bir sürü neden ,niçin zihnimde Yetmez bana biçilen rol, ben bu muyum? Soruları sineme batar. Sinan YILMAZ |
Mükemmel olmuş
Yorum yok