ÇAĞIRMAM
Sen çağırma diyorsun, inat bu ya çağırmam
Şiirler anlatıyor, gerek var mı edâya Belli çölü çok sevdin, gel diye de bağırmam Gidiyorsun besbelli, haydi başla vedaya Kandil alevlerinin, bıraktığı isinde Geçit vermez bellerin, dumanında, sisinde Bana ait ne varsa, sil kalmasın usunda Ardına bile bakma, aldırmadan nidaya Mürekkep denizinde, savrulurken ateşin Pişmanlık fayda etmez, bak söylüyorum peşin Hiç faydası olur mu ?,aşka hayalin düşün Acımazsın bilirim, bu zavallı gedaya İl’den, İl’e gezerek, gönlü Yunus ararmış Efsunlu bakış ile, hep sevgiyi sararmış Sözü özde pişirip, bir de hayal kurarmış İyi diyorsun amma, bir kulak ver sedâ’ya Figanı rebab sesi, ancak ağlatır gülüm Üşüyen özlemine, kara bağlatır gülüm Hüzne kurulmuş zaman sanma çağlatır gülüm Benim lâl olan dilim, duadadır Hüdâ’ya Aral göl’ün suları, azalıyor gün be gün Turan Ülküsü yorgun, ağlıyor Tanrı dağın Türk’e düşmanlık ise hastalığı bu çağın Kürşatlar dirilmeli, ihtiyaç var cidaya Ata yurtları ıssız, eski günleri özler Oynanan oyunları artık görmeli gözler Boş olmamalı derim, verilen vaad, sözler Özlem, hasret bitmiyor, miras kalan cüdaya Vatanımda öksüzüm, bilmiyor mu sanırsın Türk’e yapılan için, kökünden utanırsın Ben de Türk torunuyum, beni iyi tanırsın Ben canım adamışım, gerek varsa fedaya Kalpte yara kanayıp, nefes alamıyorken Allah Allah diyerek, şer’e dalamıyorken Gece, gündüz düşünüp, çıkış bulamıyorken Bir canım var vermişim, daha neyim adaya Ne işaret oldun sen, nede hummalı bir ses Dâra giden mahkümum, sanki alırken nefes Çağırma yar diyorsan, selam, sabahını kes Kendime ceza verdim, kapattım bir odaya Lüzumsuz’um Kaysoldu, asumanda sözlerim Kızıl kumda, Sinâ’da seni arar gözlerim Kızıl elma sevdamdır, bilsen nasıl özlerim Bu sevda kutsal gülüm, bırakılmaz badaya Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ Etek yazıları GEDA: Dilanci, yoksul, fakir CİDA: Kargı, mızrak,inat, direnme CÜDA: Yurt, baba ocağı gibi çok sevilen şeylerden ayrılmış olan, uzak kalmış olan BADA: Beceriksiz, iş bilmez, tertipsiz, şaşkın |
Allah Allah diyerek, şer’e dalamıyorken
Gece, gündüz düşünüp, çıkış bulamıyorken
Bir canım var vermişim, daha neyim adaya
Ne işaret oldun sen, nede hummalı bir ses
Dâra giden mahkümum, sanki alırken nefes
Çağırma yar diyorsan, selam, sabahını kes
Kendime ceza verdim, kapattım bir odaya
Lüzumsuz’um Kaysoldu, asumanda sözlerim
Kızıl kumda, Sinâ’da seni arar gözlerim
Kızıl elma sevdamdır, bilsen nasıl özlerim
Bu sevda kutsal gülüm, bırakılmaz badaya
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
Ustalık isteyen bu güzel eseri okumak ayrı bir güzellikti
değerli üstadımın seçkin kalemini kutluyor saygılar sunuyorum..