Gül Yüzlü
Bana gül yüzün
Güldür,gecedir,mavi laledir Hatta ve hatta hicaz bir türküdür Ben o gül yüzün de Martılar okşadım Sarı bir gülün kokusuna kapıldım Ay ışığına ne türküler fısıldadım O gül yüzün ben de deruni sızılar bıraktı Sessiz bir ahtı Rüzgarın koynuna girer Ben o gül yüzünü Bülbül sesinde seyir ederdim Ben ne gemiler yaktım Ben ne sessiz çığlıklar biriktirdim O gül yüzün de Mümbit nazlar olurdu Hatta ve hatta Sarhoş bir dervişin edası Soluk alırdı o gül yüzün de Hasretin soluğunu çekerdim Gül yüzlüm der Bekleye bekleye Erguvan kokusu eklerdim Her şiirime Nasır tutmuş bir yorgunluğun Köhne kaldırımların da Yorgun çehreler Gül yüzünde sarhoş olurdu Ay kızarırdı Yıldızlar erenlerin saçlarına Kar gibi dökülürdü O gül yüzünün hatırına Kalbimin toz tutmuş rafların da Mavi mürekkebe boyanmış Beyaz mektuplar biriktirdim Gül yüzüne okuyayım diye Seyyah olurdum Tüm çehreler de Bir kez gül yüzüne Dokunsun bakışlarım diye Ama her çehre Senin özlemini dindirir idi Çünkü her yüzde Senin gül yüzünü bulurdum sevgili Yusuf Usuğ |
senin yüzünde kök salsın diye