gerçeğe ergi hakikati sezgi ve dahi ütü masasında hüzünle yatan deli gömleği ah uçlar kuşardı kuşurumlarda ki martı üveyik ve serçe biraz belki akdenizdir hedef militarist ereksiyon at başı ilerleyip orta doğunun ırzına geçip gitmekten başka bir de ambulansta direksiyon
32
koştur bizi mozartın derinliklerine ey ölümün maviye ve beyaza dönüp duran gürültülü kornası horn zıtlıktan zâtlık çıkar bu devirde sis bir gecenin diğerine oranından ve bir oranın diğerini kesmesinden ormanlaşır
33
büyüdü kuşlar ve plastik sürahilerin tanrıları da büyüdü büyüdü büyüdü çinko damlar bazı geceler burkuk bazıları bırakılmışlıktan yapılma
Ecmain..
34
gözlerime bak korkunç bir titreme tutuyor beni gözlerinle bak içime ağır ağır ölüm çöküyor dışına doğru genişleyen ve içe büzüşük bir alemin oldukça kenarlarında yüzüme saçlarıma ve ellerime bak sıtma tutar beni sen bana bakmazken gözlerime gözlerinle bak
35
bir kuşu bir trenden kazıyıp kazanmak mümkün değil orman fotoğraflarına sihirli bir el değmedikçe sürgit bir yıldız kamaşması değil halbuki alem inceden kelimeler ve fizik kurallarıyla yavaştan ölüyorum ölüyorsunuz ölüyorlar
36
sabahın ilk kravatı bir çiy damlasının boynuna asılıysa bu bize yeryüzünün sonraki günleri hakkında biraz fikir verir aklına su ve kuyu resimleri doluşan her çocuğun adı daima Yusuf’tur yere dik açılı bir sevinç bırakır güneş her sabah yakın asyada ve tüm hayatiçerenküreselköy sathında sakın boş yere sanılmasın yere düşmesi bir bayrağın bayraklar ve çocuk cesetleri durmdan yerlerde sürünmelidir
37
sabahın kuşlarıyla aynı lisanda selamlıyorum seni ey hayatın ve kalbimizin büyük hüznü
korkmadan gecenin ezasından bir içim genişlik umuyorum gözlerimiz için
çok keskin bir bıçağın çok ışıltılı şavkından kanamasız bir şifa diliyorum yüzlerimiz için
insan kırgınlığına em olsun diye gözyaşlarımız yüksek yerlerden ağlayalım dünyaya
38
uzat kollarını bilekçedir yaklaşan kara kirli ve savunmasız bir tarihe gömülmektir zaman sen neden buradasın henry sen neden burada değilsin waldo kuşları gökyüzüne yakıştırmak ve ay sebebiyle hüzünlenmektir tek derdimiz çıkınımızda çok fazla günah var susmakla olmayacak tazmin madem ki yaşamak bir alışkanlıktır müzmin ve habis bir urdur itiraz asiler asla yenilmez yenilmek aslen bir mecaz
39
bir asrın sonunda bir diğerinin başında tek çizgiyle değişen tek noktadan çoğalan uzayan gerginleşen genleşen bir seremoni imiş meğer yazgıma buhar makinesinin tesiri kadarmış kirlenmiş sokaklar kuşlar ve akşamlar boyu uzayan bu karanfil kokusundan mamul hayat uzasın boynumuzun ve parmaklarımızın korkunç mahareti uzaya doğru uzasın içimize yurtsuz kelimeler gönder ey Rabb kuş gibi / ağaç gibi / aç gibi / afrika gibi
40
yüzüme göklerden renkler ve sesime isyan tınıları ekleyen Rabb ulandıkça zamana mekandan çıkıyorum çabuk al beni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kılı 40 Yarma Girişimleri IV şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kılı 40 Yarma Girişimleri IV şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yani buradaki o
oradaki bu
teşekkür ve saygımla