(1986/1987 öğretim yılında Denizli/Acıpayam/Kuyucak Köyü İlkokulu’ndan mezun ettiğim 1976 doğumlu öğrencilerime armağanımdır.
Aynı köyden çıkıyor yirmi bir delikanlı. Ana baba bakıyor; yüreği hafakanlı. Asker ocağı bize peygamber ocağıdır Kansızlar bu ocağa; demesin, eli kanlı.
Açılmış bak semâya kınalı eller tek tek. Her birinin duası: <<Vatanımız kalsın ‘tek’. Dalgalansın bayrağım, sakın dinmesin ezan. Birliğim ve dirliğim bozulmasın sûr’a dek!
Kurban olmak isteriz her birimiz fert be fert Bizler yemin etmişiz anamız etmesin dert Kalır isek gaziyiz, ölürsek şanlı şehit. Verdiğimiz karara, kutlu peygamber şahit!
Ellerimiz kınalı çıkıyoruz biz yola. Yorulmak ve yılmak yok.. Güç verir Mevlâ kola. Azimliyiz, ant içtik; sapmayız sağa sola. Rabbim böyle hizmeti nasip etsin her kula! >>
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ASKER DUASI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ASKER DUASI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Muhterem Kardeşim, Askerlik, millî vazifelerimizden ve gönüllü olarak koştuğumuz hizmetlerin en başında gelen bir hizmettir. 1982 yılında çalışmaya başladığım bu köydeki öğrencilerimden iki tanesinin işitme engelli olması dolayısıyla sadece onlara yardımcı olabilmek adına giriştiğim araştırmalar sonucu bu çocukları mezun ettikten sonra kadrolu olarak işitme engelliler okulunda çalışmaya başladım. İşitme engelinin yanında spastik, zihinsel engel, down syndrom gibi engelleri de tanıdıkça alanı genişlettim ve uyum bozuklukları, otizm gibi alanlara da açıldım. Nihayet şu ân emekliyim. Bu yıla gelinceye kadar -emekli olduğum halde- ücretli olarak otizmli bireyler ile çalıştım. Şu ân gene millî eğitim müdürlüğüne müracaatımı verdim ve bir devlet okulunda görev verilirse otistik bireyler ile çalışmak istediğimi belirttim. Çok özel çocuklar veya yağmur çocuklar olarak adlandırdığımız bu yavrularımız ile çalışmak ve onların hayata tutunmalarına katkıda bulunmak benim için meslekî ve vicdanî bir sorumluluk. Sıhhatimi Rabbime ve bana bahşettiği bu güzel mesleğin icrasına borçluyum.. Şükrünü eda edebilirsem ne mutlu.. Bu şükür de ancak bu yavrulara hizmet ile olabilir düşüncesindeyim. İnşaallah Rabbim utandırmaz..
Askerlikten başladık, özel eğitime kaydık. Sohbet karıştı.. Affola.. Sıhhat ve selâmet diliyor, muhabbetle selâmlıyorum.
Evet Ziya Bey Kardeşim... Öğretmenlik mesleğinin en güzel tarafı bu işte... Hayata hazırlanmaya yardım ettiği ve evlât mesabesine getirdiği yüreklerle hemhâl olabilmek.. Onların kederinde ve kıvancında birlikte olabilmek. Şükür Rabbime ki ben bunları tattım. Tatmakla kalmadım, özümsedim. Çocuklarımın her birisi ile halen iletişimi sürdürüyorum. Şükür...
Sizlere de; yetiştirdiğiniz çıraklarınız ile böyle sıcak ilişkiler içinde olduğunuzu bilerek, bereketli bir ömür diliyorum.
Duanıza yürekten 'Amin!' diyerek bu nefis çalışmanız ve anlamlı paylaşımınız için tebrik ve şükranlarımı arz ederim, değerli meslektaşım. Emanetimiz yüce Yaradan'adır.
Hocam askerdeyken o kadar asker şiirleri ezberlemiştik ki inanırmısınız bazen mırındanıyoruz gecen yıllara rağmen.. Dizelerinizi okurken kendimi asker sandım bir an. Güzel bir eser tebrik ediyor, her daim kaleminiz daim olması dileklerimle Saygılar..
Osman Bey Kardeşim, Bu çocuklar, benim birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar okutmak bahtiyarlığına erdiğim ilk ve son öğrencilerim. Beş yıl birlikte aynı havayı teneffüs ettik. Birlikte ağladık, birlikte güldük. Bilginin izini beraber sürdük. Bu çocukları mezun ettikten sonra köyden ayrıldım. Askerliğe adım atacakları zaman beni haberdar ettiler ve köye gittim, "asker yemeği" ikramlarından taamlandım. O zaman içimden gelen duyguları bir kâğıda öylesine karaladım ama tam bir şiir havasına girmediği için de öylece bir kenarda bırakmışım. Geçenlerde bu karalama elime geçti ve bir düzene sokup sayfada paylaşmayı düşündüm. İyi etmişim. İnşaallah hem öğrencilerim için hem de köy için hatırlanabilir özellikte bir eser olarak kalır.
Sıhhat ve selâmet diiyorum. Muhabbetle selâmlıyorum.
Aynı köyden çıkıyor yirmi bir delikanlı. Ana baba bakıyor; yüreği hafakanlı. Asker ocağı bize peygamber ocağıdır Kansızlar bu ocağa; demesin, eli kanlı.
Açılmış bak semâya kınalı eller tek tek. Her birinin duası: <<Vatanımız kalsın ‘tek’. Dalgalansın bayrağım, sakın dinmesin ezan. Birliğim ve dirliğim bozulmasın sûr’a dek!
Kurban olmak isteriz her birimiz fert be fert Bizler yemin etmişiz anamız etmesin dert Kalır isek gaziyiz, ölürsek şanlı şehit. Verdiğimiz karara, kutlu peygamber şahit!
Ellerimiz kınalı çıkıyoruz biz yola. Yorulmak ve yılmak yok.. Güç verir Mevlâ kola. Azimliyiz, ant içtik; sapmayız sağa sola. Rabbim böyle hizmeti nasip etsin her kula! >>
Ellerimiz kınalı çıkıyoruz biz yola. Yorulmak ve yılmak yok.. Güç verir Mevlâ kola. Azimliyiz, ant içtik; sapmayız sağa sola. Rabbim böyle hizmeti nasip etsin her kula! >>
Duyarlı yürekten, inançlı şairden böyle kutsi dizeler duyulur. Sarar gönül penceremi, akar iki damla göz yaşı. Ya şehit ol, ya gazi diye imala şavkla. Tebrik ederim.Saygıyla.
Ertuğrul, Bu şiir, asker olan öğrencilerim için o zamanlar yazdığım ama biryerlerde gizli kalan bir karalama idi. Birkaç gün evvel kâğıt elime geçti. Okudum ve duygulandım. Yarım kalmış, tamamlayamamışım o zamanlar. Daha doğrusu yazmış ama şeklen beğenmemişim herhalde ki sonra düzenlerim diye bir kenara koymuşum ve kalmış. Üzerinde bir iki değişiklik ve kafiye düzenlemesi ile canlandırdım ve paylaşmak istedim. İyi ki paylaşmışım. Öğrencilerimden iyi dönüşler geliyor. Kuyucak, hem kişisel olarak hem de meslekî olarak hayatımda önemli yer işgal eden, hiç unutmadığım bir yerdir. Geçen sene öğrencilerimin mezuniyetinin 25. yılı dolayısı ile bir araya gelmeyi plânlamıştık ama hesapta olmayan sebeplerle gerçekleştirememiştik. İnşaallah bu sene yazın olur. Sen de okul tatilinde köye gelmiş olursan, görüşürüz inşaallah. Sıhhat ve selâmet diliyorum.
Bu memleket evlâtlarının kınalı ellerini Allah (C.C.)'a müteveccih gönülleri ile beraber semâya açmalarını gördükçe benim içimden kopan fırtınaları bilemezsiniz. Bu mısralara yansıyanlar, duygularımın sadakası olamaz. Ancak bu kadarını sayfaya yansıtabildim. Bu da benim acizliğimdir. Sizleri saygı ile selâmlıyorum.
onları her türlü kazadan beladan ve kem gözler ile kem sözlerden korusun.
içindede Denizli-Acıpayan-Kuyucak köyü askerlerini