bir elinde kurşun diğerinde gürz
demir saçlı çocukları öğütüyor zaman
sokaklar jilet kesiği, yağmurla yıkanıyor kan
ve sürgünden geliyor kuş sesleri
ormanlar ağlıyorsa bilin ki
mavi ladinler, ulu çınarlar susta
bademler haykırışta…


ah! bu uykusuz geceler…
çıplak gözlerde gül çıngısı
içlerinde milyon kez kükreyen isyana aldırmadan
sabra köprü kuran ışıklara sorun
kaç kulaç daha hükümrânlık giyer zorbalık


avazı yırtıksa dağların
başları küskünse suların
şah damarından vurulmuşsa mertlik
suskunsa rüzgârlar, uçmuyorsa kelebekler
bırakın vaveylâsı kopsun acıların
nasılsa yıldıramaz güneşi siyahi bulutlar

......


iç içe geçen şehirleri uyandırsın gök aslanları
uzayan yolları kısaltsın adalet savaşçıları
yeter! ihaneti pışpışlamasın iğneli beşikler
hadi silsin herkes elindeki yüzündeki uğursuzluğu
yıkılsın kahpe zindanlar
örülmesin duvarlar


söküp atalım ruhlardan karanlığı
kutsal bir zenginlik bahşeden tanrıya şükredelim



gümüşten tayları sürelim ovalara
altın sarısı bereketle gelsin günler
kimse aç kimse yoksul olmasın
bölüşelim ekmeği, paylaşalım tuzu
sınanmış sabrımızdan kederi silelim
ölüm bile vaktiyle gelsin







ayşe uçar
06-06-2013