TEBESSÜMLERİMİZ
tebessümlerimiz,
bir veda uçurumu kadar tehlikeli tedirgin ve kaygılı kaç gece usulca, anlımıza dayanır, soğuk, namlular. çözülmek ihanettir derinliklerinde yaşarken mültecice kaygıların. sabrını kuşan, tükür alçaklara! boş ve anlamsız korkulara duyur sesini derin uykulara metropollerin ruhsuz yığınlarına. kaygılarımız on sekiz şiddetinde bir deprem sesimiz kısık, tonumuz gri çapraz ateşlerin altından, bilinmezlerden geldik ağladık ve üşüdük geçerken el sallarız yakılan yıkılan köylerimize ve çocuklarımıza. anlımızı dayarız trenin camlarına karşımıza hep tarihin ve yaşamın kirliliklerinde, birileri çıkar zabıtlar tutulur sahte ve kirli tutanaklarda bir ikindi vakti iki dudağın arasına bırakılmış namusumuz ve onurumuz düşlerimiz hep yarınlara sarkar teslimiyetimizi haykıran apoletli dudaklardaki vahşet korkuyu dönüşür tenimizde on sekiz şiddetinde bir depremle teröristçe duygularımızı asarız gerilim hatlarına geride sonsuz şiddetin armonikası kalır belden aşağı çıplak teknolojik döngülerde başımız döner. |