SU
Güneş, ay, yıldız, hepsi seni takip eder
Belki cazibenden, belki de bilmiyorum, yok yani neden Hayat boyu öğrendiğim, bildiğim tüm ilim sen İlim aşktan geçer, hangi ahmak der ’aşk cahil eder’ Düşünüyorum... Sensiz her dakika için gökyüzünden bir yıldız düşürüyorum Karanlık beni, kendine müptela etmiş Aldatıp onu, beyazın temsili yüzünle gülüşüyorum Huyum değildi, karanlıktan vazgeçip aydınlıkla konuşmak Ama volta atmakla zaman geçmiyor bu karanlık koğuşta Sebep işte budur, gözlerin tüm karanlığı yok eder Bir nida atıp gönül, der ’’koşmak zor değilmiş bu yokuşta’’ Bu yolun sonu sana çıkar, gözyaşlarımı sensizlikten çıkart Elde kalan hasret, bu sonuçtan matematik dahi bıkar Elim kalemle, kalem kağıtla, kağıt zamanla dost oldu Nasıl bir denklemdir sensizlik, tüm çözümleri tıkar Bir sen, bir ben, işte bu benim bütün çözüm kümem Cevabım, fikrim, düşüncem sen, sensin döngüm güne Sensin gökyüzüme güneş, sensin ömrüme eş Sensin bana tat, balsın ılık sütte Adını duyduğunda parçalanır, dağılır göğsüm İçimde sen ve aşk kördüğüm olmuş, gördüm Ben gittiğim her yerde anlatırım, kahramanı sen olan bir öykü Gezdim,gittim, geldim anladım sen şu küçük adımlarıma yönsün Senden başka yönü göstermez bu kırık pusulam Tepemde takip eder beni, umut yüklü bulutlar Yağar duygu yağmurları... koş gel! Bizi ıslattığı vakit, birbirimize düğümleyecek bu sular Deme; bu su temiz mi? Deniz kadar derin mi? Göçmen kuşlarız belki de, burasıda evimiz değildir Duyulan ne? Gördüğümden emin değilim Söyle; ellerin, yurtsuz ellerimin evi değil mi? Evet diyorsan, ki tüm umudum ve içimden geçen; evet ! O zaman geçip tüm yolları ellerine tutunmam gerek Hayır diyorsan, hayırı cevap kabul etmiyorum Yalvarırım içinden bu düşünceyi def et ! |