SON NEFESİ KAÇIRMADANDoğdu ruhumda sarsıntılar Eritti güneş zincirlerini zamanın patikasında Nöbetçi kulübesi idim savaş alanlarında. Hızlıdır telaşım zamane cesetleri ermeden eylüle. Her solukta örsün ipek böceği. Parmak izlerini taşıyan beyaz bulut merdivenini... Aşk meyhanesinde beş parasız gezindim şiir gibi konuştum da şair gibi yazamadım yaşamı geciken düşlerin yasağı şakaklarımda gülüşün oynak çizgileri suçsuzluğun tırnak ucunda kendi oku ile kendini vuran erosun yalanında. Gölgelerde yıkandı alnımdaki heyecanlar Bir dilim öpüştü öksürdüğüm yıllar yamalı yüreğimde sessiz konuktu yıldızlar. Gelir kendi sesim adlardan adları adsızlaştıran sese asılı kaldı tüm yaşam. Ucundan yansa da duygular ateşten ilmeğe tutsaktır bir çocuk gibi yaşam. Temmuzlar hep ihanete uğrar Kasım var denizlerin gölgesinde kalabalıkların aynasında aralık hele günlerden pazartesi ise... Tekrarların tekrarsızlığı gidemediğim şehirlerin gökyüzünde. Yok oldu saatler kanayan acılar bakıyor dakikaların dibinde. Uzakların borçları bir gül gibi takılı yakama Bir kar tanesi tenimde ağıtları serinletiyor toprak ana. Yol kavşağında yokluk ayak sesleri sürgün alacası geçmişin pasında bin bir renk ile duvar arasında. Gürültünün kozasında göç uçsuz bucaksız enfiyenin masalında hapşırmakta... Kilitledim kendimi unutkanlığa çok yaşa... Ferda Özsoy |