su/ya -III-Anlamıyorum. Pürtelaş hallerde yapraklar sessini dinlemek için iklimlerin ki bir kedi misali yağmurdan kaçıyorum dikkat etmeden üzerime/başıma basmadan zamanın gölgesine... Biliyorum. Odalarda gezerken çıplak gölgen uyku arayan gözlerle kanatlarını saklayarak uçuyorsun koyu karanlığında ve geç kaldığını bilerek asla olamadıklarına bir hiç kadar bile olamamak ve kalakalmak yaşadıklarınla/yaşanmışlıklarınla bir adım sonra yine/yeniden kuytularına düşmek kuyularının dudaklarınla susup/gözlerinle konuşmak gelincikleri düşünme... Biliyorum. Saçının telinden, ayak parmak uçlarına kadar bi-li-yo-rum el yordamı ile bulduğumuz yıldız tozları kadar hem de bil ki sevgili tattığım tüm senli duygular ciğerlerimde benim kapat çeneni ve sık dişlerini avuç içlerinin teri bulaşsın parmak uçlarına ve ak tesadüfen geçen çağlayanlarına karış ki siyah yakışır sana Biliyorum. (...) |