Devrilmiş Devrimci (2)
Bana şimdi mevsimi sorma
Ben adını soruyor muyum? Ey yar..! aşk ile maşuka Bu bozuk kafamla Derviş yanımdan vuruyor muyum? Çeliğin canını çıkarta çıkarta Aldı hevesini gece kuşlarından Annesini kalabalıklarda yitirmiş Çocuk telaşıyla gecikmekte artık şiir Valizimde bir kırık saat zaman Valizimde anlamsız kelimeler Sabaha ve güneşe direnmekte İçimdeki sahipsiz militan Geç öğrendim kimliksizim Devlete ruhsatsız Kendimden büyükmüş gölgem Gölgemi sevmiş insanlar Gölgemi sevmiş kızlar bohçasız Babam saklamış benden Boşaymış bu delikanlılık Dağın altında bir karınca yuvasıymışız Çoktan aşk ile devrilmiş Kendimizi devrimci saymışız Şimdi istediğim sadece Duru bir suyu öpmek Bir bardak çay kadar huzur Kışkırmış trajik pembelerle Sabah ezanında gül’deki buhur Nafile içimdeki hançeri sökmeye yeltenmem Kalkıp abdest almalıyım Bırak tren ve yol sensiz eskisin Ben bir deprem yeriyim İçimde bir sürü sanık Artık bu salı, bu çılgın nehirde Denize götürmeliyim Bana şimdi mevsimi sorma Ben adını soruyor muyum Ey yar..! aşk ile maşuka Bu bozuk kafamla Derviş yanımdan vuruyor muyum Ah..! gönlümün kapısını Tekme tokat kırıp giren Gidişin bu kadar sessiz mi olacaktı Derdest edip akasyaları Dudağımda sadece bir şarkımı kalacaktı Çarpınca suratıma hırpalanmış Yüzünden düşürdüğün gülücük Hayal meyal penceremde Ta ka da ta ka da ta ka da Yıkılırken sabah üstüme Hasrete giden bu vuslatsız trende |
Hatta yorumumu yayınlamak için izin istemişti şair...