9
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1638
Okunma
zifiri bir karanlıktan
yaşama geldim
henüz açılmıştı gözlerim
yakıcı bir ağlamaktan
yaşamla göz göze geldim
ruhum bir düşün aleminde
ve soluğum zamanın keşfindeydi
annemin o masum
o kırılgan tavırlarına dalardım
x
içime dek uzanıp
damgasını vuran
izini bırakarak
ruhumda
kurşun gibi ağır
su gibi akan
zamanın kendi akımıydı
anlatamıyordum
anlamaları da olanaksızdı
ağlıyordum
gülüşüyorlardı
şimdi biliyorum
içimde ki yangının
ne zaman başladığını.
x
aylar sonra idi
kendime gelişim
direndim
direndim
ama yürüttüler
yürüdüm de
düşe kalka
bilmediğim
daha adım atamadığım
bir yolun başında.
x
bir süre
uzanarak beklemiştim
yaşamın kıyısında
ben otururdum
o akıp giderdi
sonsuz bir canlılıkla
ben de iyileşiyordum
o büyülü akışla
günden güne
ve
gündüze
ve
geceye
alışıyordum
güneşe
aya
ve yıldızlara
gülümserdim
severek hepsini
bir bir
içime çekerdim
bedenim ruhumla
ritmini buldukça
yürüdüğüm yolu
zamanın zamansızlığında
unuturdum.
x
ama
kırılgandır an
ve saat
zamanı dilimler
durmadan
sessizlik derinleşir
devinimler ağır
düşler durgun
dokunulmadan
donar
şimdi ki an
yeniden
soluğum kesilir elaman.
x
anılar süzülür
katmanlar arasından
yaşadığım ana
tanık olurum
’şimdi’ sanki bir hayal
dokunduğum gerçek
ışıldayan sadece iki eldi
geçip gitmiş
benim geçmiş yaşamımdan
x
bahar geliyor
bir sessizlik içinde
derin bir acı
dinmez bir göz yaşı
mayısın kokusunda
x
zaman süzülüp gidiyor
bir tek
aklımda kalan
çözülüyorum
gün sona eriyor
gelmiş an
geçmiş zaman
sonsuza uzanıyor
zamansızlık doğuyor
ve artık çok geç
aramıyorum
sormuyorum
bilmiyorum
...
kimdim ben?
...
5.0
100% (13)