BİR HATANIN İLK DAKİKALARI
Masada oturuyordu öylece
Nikotin kokan elleri her zaman ki gibi Cezp ediyordu beni… O kadar yorgundu ki gözleri Bin yıllık bir uykusuzluk vardı gözlerinde Yine bukleleri düşüyordu gözlerinin üzerine Ama bu kez o kadar ciddiydi ki gamzeleri Her bakışı cehennem nar-ı gibi -ve ben yine yine seviyorken onu Cümlelerimde ilahlaştırıyordum gururunu Çünkü ziyanın telefasi gerekti Ama o gözleri gücüme güç katıp Bıktırmıyordu beni Yaşamak nefes almak onunla mana bulan bir olguydu sanki Aslında o; kalbimin namusu En aciz anımın gururuydu Ve işte o; bir karakolda ki en acı sorgunun En alışılmamış cevabı Gözleri; özgürlük gitmemiş bir ülkeye Gönderilen akıl almaz mektubun içinde ki En anlaşılmaz hitabet sanatıydı Elleri; güneş doğmamış dehlizlere inen Bir kâşifin hiç karşılaşmadığı olguyu Anlamaya çalışması için daha derine inmesiyle Çözülmüş bilmem kaç milyarlık sır gibiydi Ve işte kalbi; İsa’nın çarmıha gerilmiş hali gibi masum Makul olduğu kadar da mükemmeldi… |
Başarılarınızın devamını dilerim.
Saygılar.