Onun Ertesi...
Telefonun çığlığı…
Sonra sessizlik; hıçkırıklarla yüklü acı ölüm haberi Duyarsın elbet… Kalbinde kırk mum yanar, düğümlenir boğazın Vicdanın hüküm verir; Mutsuzluğa müebbet… Hatıralar canlanır, siyah beyaz resimler Gözyaşın sele döner, yanağında yol arar Aklının savunması yüreğinde suçluluk Bir kıskançlık uğruna İşlediğin cinayet… Koşturursun odanda çıkış yok labirentten Kapılar demir sürgü, pencereler ki kafes Karanlık ağır gelir omzunda taşınmaz yük Sevda yeminlerinin ardı, Aşka ihanet… Gece suçlar, rüzgârın sitemini duyarsın Vazodaki çiçekler solarken usul usul Haykırırsın boşluğa ‘Elveda yar elveda’ Duyulmaz boşluk ardı doğar, Güneş nihayet… Bu onsuz ilk sabahtır, İlk merhaba dünyaya İçine yalnızlığın kasveti çöreklenir Basamazsın toprağa altı kutsaldır diye Tüm mermer taşlarına yüz sürersin okşayıp Bütün seslerde o var bütün simalar onun Ve anlarsın yokluğun varlığında yerini… Artık her gece onsuz çalınacak kemanlar Onun için susacak gökyüzünde martılar Bulutlar onun için kül rengi ufuklarda Gözyaşları dökecek, teselli pınarından Ya sen… İşte ondan sonrası Zamana sitemin olur an be an Bitip tükensin diye bir an önce bu ömür Hayallere sığınıp, Düşler ile avunup, Umutlarla yoğrulup, Sonsuzluk dehlizinde vuslata çıkmak için… Karanlığı ölümle, ölümle yıkmak için… |
Şiirin b u satırı bile yetti bana.
Çok güzeldi hüzünde olsa duygu yansıması.
Kutlarım.