ÖMÜR SENİ AROMALI SAKIZ DİYE ÇİTLETTİM
ömür sararık çay süzgeci içinde
durulamakla paklanmaz geride kalır izi arıyor gözlerim çocukluğumdaki şımartılmışlığı oval bir kutuda yaşıyor ikizi evrenin sonsuzluğunda şüpheli diller ağarmış sakalın telinden tutar... yalnızlık sonbaharın sırtına yamanan talih rutubetli bir toprağa çıkıyor sonu şimdi göğsümde hasret ağlarken üşümüş çocuk gözleri süpyan bakıyor ömür seni aromalı sakız gibi çitlettim palyocalığı denesemde Bu beceremem kim yutar... yalın bir hikaye bu yürekte malumata başlasam kuşluk vaktini bulur hayatın değerinin geç farkına vardım susamış dudağın çatlağı ile kanıyor içimin güz dağları gecenin son molası çalar tehditkar düdüğünü kipriklerime umudun küçük bebeleri takılır... unutulmuş kimliğim pürsümüş cebimde kim olduğum hatırlanmakta zorlanır kişisel bencilliğin rüzgarında savrulur herkes ders çıkarsın istiyorum sebil Kalbin nasıl yıkıldığını işte bu yüzden anlatırım yüzüm gülerken içimin incidiğini... F.Temel 27-04-2013 |