Arzuhal / VIVI ) - Arzumuz sorulacak elbet halimiz üzre - Ne diye geldiğimiz sorulursa dünyaya Hayat denen yalana kanmaya gelmiş deyin. “Hayır” deyip gördüğü en korkulu rüyaya Herkesi kendi gibi sanmaya gelmiş deyin. Karanlığı kaldırıp gecenin siyahından El alıp bir gerçeğin Enel Hak günahından Nesimi’yle yürüyüp Hallacı dergâhından Diri diri yüzülüp yanmaya gelmiş deyin. Sırtına yükleyerek hem ezel hem ahiri Yoluna yoldaş bilip hem Zühre hem Tahir’i Pir Sultan’ı, Deniz’i; Hüseyin’i, Mahir’i Taylan’ı, Cevahir’i anmaya gelmiş deyin. “Külünden doğmuş” deyin bir Anka niyazıyla Göğü boyamış deyin günün en beyazıyla Üstüne, kardelenler Zemheri ayazıyla Boy verirken seyredip donmaya gelmiş deyin. Ezberi bozulmuşken kimliksiz lehçelerin Tek vuslatı umutken çiçeksiz bahçelerin Hücre hücre sürülmüş kanatsız serçelerin Boş bıraktığı dala konmaya gelmiş deyin. Gölgesini süpürüp “hiç” dedikleri için Boy vermiş tomurcuğa “piç” dedikleri için Ağuyu zemzem sayıp “iç” dedikleri için Günahının nuruyla yunmaya gelmiş deyin. “Derdi büyükmüş” deyin, salmasın üç beş akçe Deyin ki: “Karnı tokmuş, sözü boyundan dikçe” Ve diliniz dönerse; elinde bir dilekçe Arzuhalini beye sunmaya gelmiş deyin. ( Şimdilik... ) 21.04.2013 |
böyle yanmaları .....
yüreğinizle bir olup beni ağlatan mısralarınıza gözyaşımı katmaktan başka yorumum yoktur..
yüreğinize bin sağlık...