Bir ateşim yanarım, sabr-ı sukut ile ağlarım!Bilmem ki hangi silinmezden bahsetsem Halime nakşeden tüm sırları bir bir çekinmeden ayan etsem Yıllara sari keder ve gamımı artık ummanın neşesine verip, sessizce serilesem Sinemde bir hal olan hicranın elemini dindirsem, hüzün sahnesinden muhabbetle çekilsem Bazen içime neşe doluyor, haz yaşıyorum Hangi umudun nüvesinden neşet ediyor, pek bilemiyorum Günyüzüne hasret, kendi halindeyken ne derin bir kasfet, solan nedir diyorum Her lahzada bir çırpınış var, dirilişin hakkaniyet meşkinde olması, kalpte inşirak yaşatmasını bekliyorum Derdi canan nebilir, idrak edilmedikçe hal nicedir Söylenmek elbette nafiledir, nazarlar artık çare olmayacaktır bilinir Kalp hassasiyetin baharında suhulete bel bağlayıp, asabiyetten arınması dilenir Yoksa muhabbet cahilcedir, lafazanlık nefsin yelpazesi ve aklın durağan perdesinden ibretli sahnedir Artık ateş kar etmiyor, haşyet sedası celbediyor Hazanın en mümtaz sahnesi ruhuma derin bir hüzün bahşediyor Ruhumun hicran damlaları sessizce kal ediyor, nefes vakti için umut besliyor Manasına aşina olduğum ilim ve hikmet, akıl ve ihsanla ikmal edilen kuvvet miskin halime neler söylüyor Mustafa CİLASUN |