4
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1151
Okunma
Şu toz duman altında mavi bir yanım,
kara bir yanım,kırmızı bir yanım
Seyrelir damarımda ki kanım
Baktıkça hep gülüyor gözüken fotoğrafım
Bırakıp gel hadi nerede olduğunu
bilmediğim yerden gel hadi
atla bir trene gel
en erken saate al biletini
gözyaşımı akıttığım yoldan
ayağımı vura vura yürüdüğüm yoldan
beni bırakıp gittiğin yoldan gel artık
Geçen gün masamda çakmağını buldum
sigarayı her çektiğinde akıttığın gözyaşını
buldum
O küçücük çakmak ağlatır mı insanı?
ağlattı işte kul yapımı
Sana sarı gül aldım hatırlıyor musun?
sen onu suya koymadın
Sarı gülü severim ama solgun olsun dedin
neden dedim?
Çünkü suya hasretini söylüyor dedin hasretini
hala saklıyorum sarı gülü kuruyana kadar
suya hasretini söyledi
Gel artık nerede olduğunu bilmediğim yerden
hiç beklemediğim bir saatte bir anda kapı çalınır
sen zannederim ama değilsindir işte
kendimi avuturum
Bana hediye ettiğin kalemle yazmadım
hala sen yazmadım hasret yazmadım
yazamadım kendimi avuttum
Hani köşebaşında parkta otururduk
çacukları seyrederdik
Oraya her gittiğimde çocukların gözlerine
bakarım
Gözlerim seni arar hep sarı solgun
bir gül ile, yaprağı kaldırımdaki
suya düşmüş sarı solgun bir gül ile
seni arar gözlerim kendimi avuturum
Rüzgarda savrulup giden kuru yaprak gibi
nereden eserse rüzgar oraya gidiyorum
Akşama doğru kızıllığın bürüdüğü
hasret sokağından gidiyorum eve
sabahtan yaktığım mum erimiş oluyor
ve bir tane daha yakıyorum
En sevdiğin renk oluşuyor odada
hasret rengi
Gel artık nerede olduğunu bilmediğim yerden
Elleri sarı solgun gül kokan
sigarayı her çektiğinde gözyaşını akıtan
sevdiğim
Hasret rengiyle yanmasın şu mum
Sarı solgun gül sensiz kurumasın
Bir yanı bensiz diğer yanı susuz
sevdiğim.