Okuduğunuz şiir 13.4.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
sergüzeşt
yüklemleri diyorum tek başına yüklenir gidersin devrilmiş cümle başlarında apansız ne kadar hüküm giyerse beyaz işte öyle ışığını çalar ayna bir o kadar daha düşersin bu yaşamaksa isimsiz bir sevincin ardı sıra
güç bir sebat içindeyim ne olur anla beni siyah katli vaciptir yalnızlığın ama...
tarihler oyuncak bebekler elime sayılmış sarı saçları güzel yüzleri var ömürleri benim elimde biliyorum ama onlar da benimle oynar kendini tekrarlayıp duran şarkıları çalar radyolar, duymuyorum
takvim yapraklarına tutuşsun ateş sürülmüş kötü izler akıtsın ay duvarsız evlerden ırak kalmış hayalinde sayıklayan pencereler su olsun bırak
yanan çiçekler aldım bugün kendime iliştirdim birazını annemin resmine birazını göğsüme sakladım sırf sen istedin diye bu bir çeşit sevme bilmiyorsun
yağmuru unutma aslan gürlemesi biraz acıkması göğün bilmediğimiz yüz ölçümünde hüzün esrarengiz ve uzak şehirler böyle iyiyiz der gibiler oysa köhne maskesini çıkarma kıtaların dostum öylece dursun
yoksun kadınlar baladı hep böyle hayali büyüdükçe küçülürüm hayli zayıflamış kirpikleri tak gözüme uçurum öylesine uzun tutsak ki an saniye şaşarsın bu ne kör düğüm
neden böyle ağaçlar çizdiğimi bilmiyorum taburenin ayağına inan asil bir duruşu var çünkü balkonda tek başına herkes cesur sanma rüyadaki kadar yeniden uyanman için özellikle sabaha kesilmeyen bir düş daha göreyim, uğra
bir mektup bırakırsın suya hatta yerine ulaşsın, açılsın acıtmasın istersin ama...
başımı koydum ayağının ucuna güvensiz güneşler açıyor yamalı perdeler ahdım var ısıtmasın nehirler ben sarhoş olmadan aşkı göçen kuşların ayininde kesip saçımı atacağım koca koca binaların üstünden sanmıyorum kader veya keder şimdi ne fark eder
yorumlarıyla değer katan şiir dostlarıma ve seçici kurula teşekkürler...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sergüzeşt şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sergüzeşt şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sevgili Mehmet Binboğa hoca şiir üzerinden tartışmayı daha da açığa sürmüş.. bu güzel tartışma kıymetli Kezban Turan kardeşimin bu güzel şiirine nasipmiş deyip çok da hayırlı bulduğumu belirtmek istiyorum..
bu konuyu, Mehmet beyin yorumu altında değil de yeni bir başlık açarak yapmak istemem sevgili şair arkadaşların katılımlarıyla görüşlerini almak istememdendir..
şiirin bütün kurallarını bilebiliriz.. bu başka bir husus.. şiir yazmak ise tamamen başka..
tuali gerip resim yapmakla şiir yzmak arasında dağlar kadar fark vardır..ressam resim yapmanın tüm kurallarını bilir..o an ne hayal ediyorsa oturur tuale aktarır..
oysa şiirde hayal peşinen kurulmaz..o kendi gelir şaire yürüyerek.. şair o sesi o an yakalayabilmişse kağıda dökebilir..
işte bu yüzden ne kadar güzel olursa olsun bizler bazı şiirlerin ısmarlama yazılmış olduğunu hissederiz..
ben şiiri biraz şöyle tarifliyorum..
şiire fenerle bakmak lazım.. feneri yaktık ve şiire bakıyoruz.. şiir satıhda gölge bırakıyor mu? üç boyutu var mı yani diğer deyişle.. yoksa sadece kendi kütlesi mi aydınlanıyor..?
şayet şiirin üç boyutu varsa mutlak surette okuyucuya da geçecektir bir yönüyle..
şiir aleniyi söylemek değildir çünkü.. herkesin zaten bildiğini..
çok seviyeli ve yararlı tartışmalar olmuş.. katkım olsun istedim..
misafir baskinina ugradik..cevap yazmaya ancak zaman buldum. Siir icin soylenilen her soz inanin su gibi degerlidir benim icin.bu cumleden olarak cok tesekkur ederim siirimi boylesine incelediginiz icin...=)
kıymetli Serhat şairin yorumunu ve katkısını çok önemli ve altı mutlaka kalın bir çizgiyle çizilip hafızalarda tutulması gerekli buluyorum Mehmet hoca..
okumak,okumak,okumak.. araştırmak.. anlamak.. tekrar okumak..
Kıymetli Kezban kardeşim şiirin neden yeni bir Birhan Keskin'i olmasın ki ?
Sevgili Kezban Hanımefendi bilsin ki, buraya asılan her şiire bu kadar kafa yormuyoruz malum.İçi dolu şiirlere (ki içimde uktedir geçenlerde Pınar Çetinkaya şiirini yeterince irdeleyemedik üstad, hatta bendeniz şiirin kapısını bile açamadım.) bir şeyler karalamaya çalışıyoruz.Zaten vatandaş da artık anlıyor hangileri şiir sanatıyla ilgili ,hangileri arabesk iç dökmeleri...Dolayısıyla müsbet ya da menfi ne söylüyorsak hepsi o şiiri ciddiye aldığımızdandır.Yoksa kezban Hanımefendiyi tanımam, bilmem.
Bir de özellikle tartışma açmaya çalışıyoruz.Herkes o şiir hakkında hissettiklerini yazsın, şiir genişlesin, zenginleşsin.Ah keşke Kemal İspir, Selçuk Bekar, Onur Bilge ve Sinyali ustalar da gelseler buraya da yorum nasıl yapılırmış görseniz erenler.Biz onların şagirtiyiz naçizane.
Her neyse güzel bir şiir matinesiydi. Tekrar kutluyorum Kezban Hanımefendi.
aslında şiir üzerine bu gibi eleştiri-kritik-tenkit şiiri ve takip edenleri oldukça besler ve bâzı taşları sallayarak yerine oturtur ki bunun faydasını ziyadesiyle gördüğümü her zaman itiraf ederim... imlâdan tutun da şiirde bir çok bildiğim şeyi burdan hocalarımdan öğrenmişimdir. ve bunun okulu şiirin gölgesidir derim... ve bir şiirin gölgesi ne kadar büyükse ardında karanlık değil güneş var demektir. elbette bu gibi fikir teâtilerine esas bir birikimle birlikte ve mutlak iyiye doğru doğruyu destekler önermelerle olanlardır ...
iyi şiir, kokusu herkesi cezbeden ama yapımında nelerin kullanıldığını hiç bilmediğimiz parfümler gibidir. kötüsünü de iyisini de herkes ayırır... ve bir şey daha şiiri okumak -yorumlamak ve elbette anlamak sadece okur yazar olmakla olacak bir şey değil... herkes aynı yağmura aynı şemsiyeyi açmaz doğal olarak. ve herkes aynı oranda da ıslanmaz aynı yağmurdan.
kendi adıma iyi şiir tanımımı ''lafzı lafından kuvvetli'' olmalı diye belirtirim. ki bana göre şiir HAYAL DÜNYASINDA SIRA DIŞI DANS EDEBİLMEKtir. şiir zihinde yarattığı kelimelerle örülü pencereden ayrı bir panaroma anlatmalı ve bu anlatı edebî özgün çekici ve bir ahenk kuşanmalı aynı zamanda. çeşitli sanatsal varyasyonlar taşımalı ve kendini yenilemeli. ve bunların hepsine muktedir dünyanın en zengin edebiyat diline sahibiz ve kültürüne. fakat buna rağmen kulandığımız kelime sayısı 130-300 arası imiş bir araştırmaya göre. ve yazdığımız kadar da okumayan tek milletiz belki de. ve bildiğimce şiir iyi örneklerden çok okumakla gelişir çok yazmakla değil. ve şâiri ilerteten tek olgu da doğru eleştiridir... hatır gönül şiire girdiğinde geride hiç bir şey kalmaz aciz kelimeleren maada...
ben de tesekkur ederim degerli yorumlari ve katkilari icin fikir ve bilgisini paylasan herkese...yorumunuz nezdinde naci bey...=) siir icin bir harf nimet.
"yüklemleri diyorum tek başına yüklenir gidersin devrilmiş cümle başlarında apansız ne kadar hüküm giyerse beyaz işte öyle ışığını çalar ayna bir o kadar daha düşersin bu yaşamaksa isimsiz bir sevincin ardı sıra"
Arkadaşlar, şu şiiri sizlerle paylaşmadan edemedim.
Sabahtan beri anlatmaya çalıştığımız konu bütünlüğüne çok güzel bir örnek, harikasınız Kezban Hanımefendi:
"üzül
seni anlattığında bir söz sevinirsin içini döktüğünde esir güneş bir kadının esmesi nasıl güzelse pencerede öyle yeryüzüne dağılmış kokusu naza çeker kendini eteğinde
oyundan vazgeçmiş kuşların ayağının açılması güzeldir aniden kaçış bu ne fark eder onun gözleri mavidir benimkiler kara bir olmayışın ayrılığı koyar insana bir de ağlayışa tutunması insanın hesapsızca
bütün biriktirdiklerim zehir aslında el açıyorum dua diye bitmiyor nefesi susmanın saklıyor sesim bir gecelik maskeyi seni ağlattığında bir mutlu insan üzülürsen üzül
sevinirsin bazı çiçeklerin dudağını öyle yarım açtığına henüz okunmamıştır bir kitap yağmur yağmalıdır bıraktıklarının ardında incecik gülüşür bazı çocuklar bırak türkü tadında
görmek hüner ister uçurumlar eşiğinde kalmışken aşkın hayalleri meyilli bir intihara ölmek bin kere okursun aklını içinden tutulmuştur demek
kim bekliyorsa beklesin kapı duvar öz be öz hükümlerin aynasında seni aldattığında yalan dönüp bakmayan kelebeğin fısıltısı sevinir belki donup kalmış olmalı zaman şimdi sen üzülürsün bir çift göz üzül . Kezban Turan (Kezban Turan)
aslında her şiiri bu gibi irdelemek gerekir de bir çoğu maalesef hayal ile sayıklama arası... elbette her şiir eksiktir biraz buna da inanırım ama bu şiir yerine konan bir çoğundan iyi gibi geldi bana...
yüklemleri diyorum tek başına yüklenir gidersin devrilmiş cümle başlarında apansız ne kadar hüküm giyerse beyaz işte öyle ışığını çalar ayna bir o kadar daha düşersin bu yaşamaksa isimsiz bir sevincin ardı sıra
..........................
yağmuru unutma aslan gürlemesi biraz acıkması göğün bilmediğimiz yüz ölçümünde hüzün esrarengiz ve uzak şehirler böyle iyiyiz der gibiler oysa köhne maskesini çıkarma kıtaların dostum öylece dursun
................. başımı koydum ayağının ucuna güvensiz güneşler açıyor yamalı perdeler ahdım var ısıtmasın nehirler ben sarhoş olmadan aşkı göçen kuşların ayininde kesip saçımı atacağım koca koca binaların üstünden sanmıyorum kader veya keder şimdi ne fark eder
Şiiirin en güzel üç bölümünü yoruma alayım dedim.Yine güzel bir Kezban TURAN şiiri.Boğulmamış,mengeneyle sıkıştırılmamış,sınır çizmemiş ama kendi çizgisini ustalıkla ortaya koymuş bir şiir..Sadece güne değil gönüllere de düşmüş oldu.Ellerine bereket.
şiir tümüyle istim hâline gelmiş şâirin ki olağanüstü bir bütünlük yakalamış. önce anlamlı replikler ki bir çok hem de göze çarpıyor ve bunu sayfayı denize çeviren muazzam ahengi...
elbet herkes kendi gözlerinden okur ve kendi anlağıyla mayalar ilişenleri bu da çok normal. fakat konuda devamlılık çok değil çok çok iyi . ayrıca bu kadar güzel, asil ve dik serzenmek dizeleri maymuncuk gibi kullanıp yüreklere sızmak kolay iş değildir... ben de o sebeple zaten bir istim hâl dedim.
hakikaten bayıldım bu şiire. ve önümü ilikleyip alkışlıyorum şâiri...
dâimi hürmetlerimle
Serhat AKDENİZ tarafından 4/14/2013 9:46:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
Öncelikle Binboğa hocama teşekkür ederim. Ben şiiri oluşturduğu oluşturabildiği illüzyon için beğendim aslında. ve biliriz ki şiirde dize ardı bir panaroma oluşturmak onu hissettirmektir esas olan duygu aktarımı yanında. ve bence normalin çok üzerinde bir şekilde başarmış şâir bunu. Zannımca yıpranmış ama yine de bir umuda tutulu bir hikâye saklı perde arkasında. hatta biraz daha abartıp ''büyüleyici'' bir başarı bile diyebilirim.
söylemim kesinlikle sizin fikrinize değildi ki yorumunuzu şimdi okudum. bana göre şiirde bir kopma bocalama detone olma yok üstelik sadece bahsettiğiniz değil bir kaç bölüm daha şahane olmuş bence. ve elbette herkesi ayrı etkilediği için değerlidir belki şiir. ben sadece kendimce anatomisini ve bende uyandırdıklarını anlatabilirim. göremediklerimi ya da başka yüreklerde bıraktıklarını da zevkle okumak bilmek kıvanç verir elbette. bana göre sıradışı ve şâirinin bile bir daha zor bir araya getirebileceği bir eser bu. denk gelir arada ve insan kendi yazdığına bile zor inanır bazı şiirlerde. ya da bana öyle gelir.
Ve şiire değer katan bir-iki kişiden biri sayarım sizi bilirsiniz. ve inanın ben koyduğunuz noktadan bile faydalanırım adıma...
Serhat Kardeşim kolay kolay duygusal takılmaz, şiir hakkında söyleyecekleri dobra dobradır.Ben çok faydalanıyorum işin doğrusunu dile getirmesinden.
Fakat, bu şiirdeki "temsil-i istiare"yi (Şiirin bütününe yayılmış benzetmeyi) çıkaramadım.Zaten naçizane yorumumda da şiirde anlam ev duygu bütünlüğü arz eden ilk bendi yeterli görüp diğer kısımlara çok da gerek olmadığını söyledim. Şimdi Serhat Kardeşime şu bendi versek, bunu yukarıdakilerden hangi bendle ilişkilendirir acaba?
" başımı koydum ayağının ucuna güvensiz güneşler açıyor yamalı perdeler ahdım var ısıtmasın nehirler ben sarhoş olmadan aşkı göçen kuşların ayininde kesip saçımı atacağım koca koca binaların üstünden sanmıyorum kader veya keder şimdi ne fark eder"
işe gelmesem bu şiire daha çook geç kalacaktım :-(( afedersin Kezbancanım hala yapacaklar bilgisayarımı hala bekliyorum tebrik ederim başarıların daim olsun inşallah
ben bu şiirde ;
güç bir sebat içindeyim ne olur anla beni siyah katli vaciptir yalnızlığın ama...
bu bölümü giyindim ve şu ara epey şık durdu sevgim ve saygımla salamlıyorum kalemini yüreğini
birşey daha var demeden geçemeyeceğim yorumlarda gördüm daldan dala atlamak konu bütünlüğü ama şu detay da atlanmmalı kadın zekası aynı anda 4 -5 koyu dolanıp gelir ( perde ardından koskoca bir fil senaryosu yazıp oynamış ve nihayetlendirmiştir) sonuçta hepsini birbirine bağlayıp noktalar ...( kadın zekası işte :-)) yeniden tebrik ediyorum hayatım
başımı koydum ayağının ucuna güvensiz güneşler açıyor yamalı perdeler ahdım var ısıtmasın nehirler ben sarhoş olmadan aşkı göçen kuşların ayininde kesip saçımı atacağım koca koca binaların üstünden sanmıyorum kader veya keder şimdi ne fark eder
sevgili şairem tebrikler çizginiz bozulmasın hiç
Gölge Dansı tarafından 4/14/2013 2:06:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
başımı koydum ayağının ucuna güvensiz güneşler açıyor yamalı perdeler ahdım var ısıtmasın nehirler ben sarhoş olmadan aşkı göçen kuşların ayininde kesip saçımı atacağım koca koca binaların üstünden sanmıyorum kader veya keder şimdi ne fark eder
Harika bir duygu seliydi güzel eseriniz okumak bir ayrıcalıktı kaleminizi tebrik edip alkışlıyor saygılar sunuyorum..
güzeldi be...