Bir Çiçeğin Anatomisi
’her çiçeğin bir hikayesi vardır, senin hikayeni de ben yazmak isterdim.’
güzel bir kızdır Klytie uzun boylu, ince, narin. bembeyazdır teni yeşiler çalar gözleri dere kenarında görür onu, ışık tanrısı Apollon ve görür görmez vurulur. kendi ışığında yanar, kavrulur hemen karşısına dikilir döker içindekileri bir bir kızda ona tutulur öyle bir sever ki Apollonu dağ,taş hep onları konuşur ışığın tanrısı kör eder onu Apollondan başkasını görmez olur. zaman çabuk gelip geçer Apolon’un aşkı bir gün biter Kız herşeyi sineye çeker, Apollon’a yalvarır, yakarır ağlar, inler. günden güne erir, biter. Apollonun ışığı heryanı aydınlatır da bir tek kendi kalbi kapkaradır. bir gün ansızın çekip gider bir veda bile etmeden bu acıya dayanamaz güzel kız bir kaç gün sonra cansız yere düşer. Apollon buna çok üzülür. kendini ona borçlu hisseder ve güzel kızın bedenini, Günçiçeğine çevirir. Klytie’nin ruhu Günçiçeğinde yaşar. Günçiçeği Apollon’u hala çok sever. aşkına karşılık bulamadığından, hep boynunu büker. işte böyledir bir çiçeğin hikayesi ve derler ki bu yüzden, Günçiçeği yüzünü hep güneşe döner. minicik beyaz çiçekleri hep ışığı izler. güneşle birlikte yüzünü, usulca doğudan batıya çevirir. güneş battığında ise, bükülür yine boynu. üşürmüş gibi içine kapanır. içinde Klytienin sonsuz aşkı gezinir. ve gecenin karanlığıda yüzünü, tekrar doğuya döner. bekler sabırsızlıkla sabahı geceleri hep ağlar Günçiçeği, önce yitirdiği sevgilisine sonra içinde taşıdığı, Klytie’nin karşılıksız sevgisine. |