Adı Konulmamış Yalnızlık...
bir yol kenarına yığılıp kalmış
köpek leşi kadar yalnızım... kaçıp kurtulmak istiyorum olmuyor..! bu beden, bu ruh benim tüm yolların sonu çıkmazlarla dolu bir labirentte çaresiz bir fare canım yanmıyor bu bir teselli bileklerimi kestim kanım öyle büyük bir gürültüyle boşaldı ki… duysan korkardın insan yalnızken sesler daha şiddetli bir karıncanın adımları bile içimde depremlere gebe yalnızım işte orta çağdan kalma bir vebalı kadar yalnız ve bir o kadar iğrenç... canım yanmıyor bu bir teselli ruhumdaki afakanları sorma, sorma yaralarımı gösteremem ki artık sana adımı bile unutuyorum bazen insan ismiyle çağrılmayınca çok zaman unutuyor işte unutuyor dedimse her şeyi değil yüzün hâlâ tüm canlılığıyla önümde verdiğin nefesin sıcaklığında ısınıyorum oysa birçok şey gibi yitip gitmeni isterdim çürüyüp, dökülmeni etinin kokusu yine sen kokmalı kurtlar düştüğünde leşine canın yanmalı içimi kemiren duygular gibi yiyip bitirmeli çığlıklarını işitmeli en sağır kuşlar bile ürkmeli şehrin tüm kuşları gökyüzü kuşa kesmeli saçmalıyorum değil mi ama insan yalnızken ve çaresizken en sevdiğine bile kin besliyor kızgınlığım, öfkem sana mı sanıyorsun? sadece çaresizlik ellerim bağlı öylece bakıyorsam yollara özlediğimden işte bir sesi bir nefesi daha ne kadar katlanırım bilmem bu kokuşmuş bedene artık kokusu benim bile migdemi bulandırıyor yarasalara düşkünlüğüm bundan kuytulara sığınmam bundan hadi... ya çık gel bir kıvılcımla al çıkar beni bu onulmaz karanlıktan yada hepten vur başımı kanım kırmızı değil zaten kopkoyu katran gözlerini andıran yuğ beni masumluğunda kurtar beni bu sonu gelmez boğulmalardan bu dipsiz vurgunlardan usandım hırçınlığım sana değil yalnızlığa hadi o yutmadan beni çık gel uslandır beni... |
Akıcı, sadeydi ve çok samimiydi.
Güzeldi.
Yüreğinize sağlık.