denizin mavisi düşmüş gözlerine
yırtık ve yamalı bohça gibi
omuzunda hayatın yükü denizin mavisi düşmüş gözlerine alabildiğine yosun kokusu teni ilmik ilmik dokumuş yağmurları bulut gözlerinin altında süzülürken hafif savurur rüzgar elleriyle hayatını bir o tarafa bir bu tarafa birazdan çıkaçak hortumdan habersiz zavallı duygular teselli arar geniş yüzünde güneşin öfke vermez sıçaklığını dost eliyle nefesini tutarken dağ buluta inat toprak sancıları sarmıştı doğacak canların çığlığıyla kim görecek diye beklerken yaşam izlerini tohumda yediveren renkler gelinler gibi süslenip sunmazmı sevdasına yandığı hayatın kızıl mavisi gözlerimin kanı tutunup kaldı kendi kirpiklerinden çıkan oklara yaralı umutsuz yarınları omuzundan attı hayatı ışığı tutmak için ışık olmak adına |