Ansızın sen ve sonradan ben...
Yalnızlığım
içimde dört duvar iken Parmaklarının Ucuyla dokundun Yüreğime… Ay süzülüyor Doğuşuna… Yetim düşlerimin Kimsesizliğinde Düştüm yüreğine Rüzgarın uğultusundaki Melodi kulağımda Gece kanıyor dudaklarımda Sözcüklerim düşer iken Uzaklarına… Göğe ağzımı açarak Sus yağmurlarının bulutlarını Emiyorum kemirerek dudaklarımı Fısıldanırken göz yaşlarım Gecenin koynunda Anatomik bir masaldır Donan hücrelerim Tuz ile buz gibi… Ya dağılır ya erir Yokluğunda Susuz çöllerde Kalan yüreğim Martıların kanadında çığlık çığlığa… Haydi Tut Ellerimden Toprak Uyanmış Sabahına… GölGe ... |