Öfkeli bir rahmet sana hükümsüzlüğümAdının ömür tuşunda delirmiş ellerim Aşk bir yılkının yelesinde kısalmış an Ölümün suretini çiziyorum suya Ne çok yakınsın yar Ne de varlığın kadar uzak Bu çürümüş yaşam çıkrığındaki çürümüş bedenim Bu kurtlar sofrasında seni gizlice içmelerim Hangi dilde konuşuyorsun söyle sevdamı Hangi yokluğun terkisinden kayıp gitmelerin Vakit yokluğunsa aşk bakışlı yar Üşümesi normaldir serçelerin Al düşlerimi yeniden boya renklere İlençli sancıların kederi dönsün gurbete Eşkıya figürler çizdim yıllardır mor dağlara Şerh koyarlar bir gün yazdıklarıma Tut ellerimi yitirmeden aklımı Cinnetimin salası okunmadan minarelerde Aşikâr bir cümlenin kahrında ezik saatler Senli düşlerin raflarında bir tutam toz Kader diyorlar imkânsızlığın diğer adına Soyut masallarla avutuyorlar biçare ruhumu Senden uzakta ışıyorsa aşk yıldızı, neye yarar! Öfkeli bir rahmet sana hükümsüzlüğüm Dudağımda hummalı yakarılar uçuğa dönüştü Limitsiz düşünüşlerimin mevsim geçişlerindeyim Kendi mızrabımla dokunamaz oldum sevda sazıma Usumun pejmürde sokağında tek sana deliyim! Yakarısız bekleyişlerin demiyle ıslanmaz saatler Ateşin kollarında söker şafak, biter aldanışlar Kaç gece doğurdum asi kirpiklerimde sensiz Kaç beden taşıdım aşka mahpus gönlümde Bir sevda yaran iyileşmedi sana vurgun yüreğimde Selahattin Yetgin |