Bırakma Aşk EllerimiHüznün çırası yanarken yüreğimin körüğünde İncinmiş düşlerin patikasından sana geliyorum Hangi anların eski fırçasında kaybettin rengimi! O aşikâr tuvallerde soldurdun bulutsuzluğumu! Efkârımın soylu demiyle çekiyorum içime sevini Yıldızlar da can verir gecelerde, düşerler derine Sevinç yelpazeleriyle geçer ömür, solar gönülde Bütün karanlıklar berraktır, kaybolurlar denizlerde Say ki bulutum, çıkar gelirim yağmak için ülkene Ölümsüz güzelliğini yudumlarım, aşkın seherinde Damla ruhumun paslı damlarına, gönlüm sevinsin Kaybolayım gölgenin ahirinde, usum birbirine geçsin Gülüşlerinin ahengiyle dolsun odam, yalnızlığım bitsin Gözlerinin çardağında uyuyayım, mevsimler tükensin Bu dört duvarlı ömür hapishanesinde isterse ölüm gelsin Seni sevdikçe tüm şehirler Adana, Antalya ve İstanbul Demir attım aşk limanlarına, ömürler bitmeden beni bul Asi bir vebal gibi tutunurum sevdana, say ki namım İzmir Bir yangın hıçkırığıdır direncim, isyanım haksızlığa bil Sen bekleyiş surlarımdaki asil prangamsın, sevginle kır Yıldırımlar düşse de göklerden, ölümü kefen ettim ben Hançerler saplı ciğerimde, sırtımdakilere ihanet demem Düşürme ruhunun gözyaşlarını, yokluğundur tek sitem Mahşerin yangınları var ülkemde, hangisini söndürsem! Bırakma aşk ellerimi, bu zulüm coğrafyasında ben yitmem Selahattin YETGİN |