Hüzün sinemin ahı, ruhumun hicran sevdası!Suskun ve sakin bir şekilde Billür bağlarının ibret sunan sokaklarında ilerliyorum O kadar asude ve berrakki kuş sesleri ve sincap oynaşmaları dikkatimi çekiyor Kimseler yok, sanki terkedilmiş koylardan birisi, keşfe aç halet-i ruhiyesi birşeyler söylüyor, gönül dilinden zihnime zerkediyor Her ne hikmetse böylesi mekanlar beni celbediyor Alıp en bakir hislerimin dile geldiği suhuleti vadediyor, sürur veriyor Mazi ve ati serencamından, gönülde ukteleşen sızıdan, gama iten yadından vazgeçmiyor Onca yaşanmışlığın sayfalarını yeniden yaşatıyor ve sessizce hesabanı hatırlatıp, mizanın ulviyetini ruhumda hissettiriyor Bağlar ne kadar bakımlı, göçmeler adına Üçaylıkta olsa mekan değiştirmek, toprakla bütünleşmek, öz namına Ahirin halinde can bulmak, faniliğin esaretinden kurtulmak için düşlerin fikriyata galebe çaldığı devran İnsan nam salmak için, dünyayı içinde yaşatmamalı, varlık için kimliğinden ve imanından ödün vermeden geleceğin hesabıyla yol almaya adanmalı Susadığımı hissediyorum ve etrafa bakınıyorum Bir yudum su için acabaların tınısıyla, yol, yordam bilenlerin hatırasıyla k karşılaşıyorum Kendi halinde ve sessizlik içinde ince bir çizgiyle akan hayret çeşmesini farkediyorum ve etkileniyorum Hazan ve hüzün bağ kültürüyle ziyadesiyle anlamlıdır, göçüp gidenler adına ne acıdır, hatırat olarak ne kaldıysa gönülde hicran içinde yaşanmaktadır Mustafa CİLASUN |