Beyoğlunda Bir Gece
Soğuk bir kış gecesi,
İstiklal caddesinde bir kafedeyim Derinden, ağlarcasına çalan yanık bir keman sesi Masamda bir bardak çay, en sadık dostum sigaram, Ve karşımda yalnız senin hayalin... Uzun uzun dertleştik. Ben anlattım, sen sadece sustun Ben yağmur olup aktım istiklal caddesine, Sen sadece güldün... Oysa sen!.. Çayımda şekerim, Ciğerlerime çektiğim sigaramda dumanım, Umudum, aşkım, korkularım, yaşama sebebim, Hayaliyle yaşadığım tek aşkımdın. Ve sen, Hala gözlerimin içine baka baka umarsızca gülüyorsun Oysa sen, Umutlarımı eze eze, Kalbimde sönmeyen, Cehennem gib bir kor bırakıp gideceksin biliyorum. Bense böyle yıkık, böyle yetim, böyle serkeş Bütün umutlarımı masada bırakıp İstiklal caddesinin, göz yaşlarımı gizleyen yağmurlarında Sensizliğe, İstemediğim meçhul bir limana kaybolup gideceğim Belki yıllar sonra yine baş başa, yine böyle bir masada kesişir yollarımız Bakarsın bir çay bardağında tekrar seni yudumlarım Tekrar dumanım olursun, seni çekerim ciğerlerime Ve hiç bir zaman cesaret edemediğim, sana hep haykırmak istediğim, seni seviyorum demeyi Bütün İstanbul’u yıkarcasına, o gün haykırırım belki... |
Belki yıllar sonra yine baş başa, yine böyle bir masada kesişir yollarımız
Ve hiç bir zaman cesaret edemediğim,
sana hep haykırmak istediğim,
seni seviyorum demeyi
Bütün İstanbul’u yıkarcasına, o gün haykırırım belki...
kimbilir..ama çok geç olmasın gençlik elden gitmesin:((....şiir deyince duygu akmalı gözlerinden....kalemin daim olsun saygılarımla ..esen kal