su sürdü yüzlerine bilgedaha korkmayın dedi -bütün şiirlerin gözyaşlarını ben içtim sevin sevdalanın sandıklar dolusu kalem bulutları var dürülüp bükülen bohçamda ne gök ağlar ne saman kâgıdı acele edin mavi yağmurlar başlamadan zaman daraldı dağıldılar kuyruksuz uçurtmalar gibi dümensiz yılan taş altında bulunur ya yüreğe düşen güman emek ekmeden kara sızı bulunur mu anladılar sur adamıydı sır adamıydı elini vermişti diyojen ayak seslerinden değil kokusundan anlardı hiçbir şiir kemik tutmazdı o dizmeden güldü süslü sanat ırgatlarının vefa arayışlarına ezberindeydi kâinatın sırrı köşesi ya... hak dedi hak edenlerin daraltma çemberini hokka selam durdu eğildi büküldü plevne kapısına kös olmuştu bir defasında kartal kanadından diviti ve kan akmamıştı hayli zaman tuna eğildi efsununu yerin kulağına söyledi toplandılar mit olmuş sevda pervazı yırtılmış konaklarda bulutları sıkıca sıktı yaş geldi gözlerine yağmur sürdü yüzlerine kasım |