Aşk ve Ölüm
Hasret karakışını dindirmeye kaç orman gerek,
Yanacak her şeyi yaksam da yar olmadan dinmeyecek. Sabbah’ın cennetlerine uyandım aşk sanıp, Gerçeğin düşlerinde ölüme sürüklenerek. Yaralı bir yüreğin hasadına kaç kanlı el gerek, Saracak her şeyi sarsam da yar olmadan düzelmeyecek. Dikenli tellere kendimi attım gül sanıp, Bülbülün türküsünde aşka sürüklenerek. Zifiri geceyi bitirmeye kaç güneş gerek, Görülecek her şeyi görsem de yar olmadan bitmeyecek. Aşkın mahşerine düştüm dirildim sanıp, Senin azabında ölüme sürüklenerek. Yaralı yürekteki acıyı tüketmeye kaç mey gerek, İçilecek her şeyi içsem de yar olmadan tükenmeyecek. Hayyam’ın sözlerinde buldum şarap sanıp, Hakikatin sırrında aşka sürüklenerek. |