Vira vira aşk ve erguvan düşlere uyanmak yeniden
Zamanın sihirli esansı sevda kokuyor
Kömür kokulu sokaklar duruyor mu kasabamda İçime çeksem yakacak’mış gibi kirli hatıralar Sokak kedileri hala köşedeki fukaranın tabağını mı yalamakta Yoksa yılar mı bizi harcamakta pul pul Zamanın sihirli esansı gizem kokuyor Tükenen yılların hüzün gözyaşları Ve yüreğimizde siyah beyaz resimler Kırk yama sevda buseleri Sahi tahta kapıya yazdığımız sevda sözleri hala duruyor mu köyümüzde Yoksa onlara biz gibi firarda mı koca şehirlerde Zamanın sihirli esansı masumiyet kokuyor Etekleri zilli zarife geçmekte anılarımdan Bir elinde fotoroman bir elinde yüreğim Ağır ağır geçmekte gri buluta sinen gözleri Mavi mavi öpmekte düşlerimden Ve ben bin dokuz yüz almışlara uyanmakta’tayım Sahi siz haliçte balık tutunuz mu hiç? Ben oltamı zarife’nin yüreğine salladım Vira vira aşk ve erguvan düşlere uyanmak yeniden Zamanın sihirli esansı küllenen ömrüm kokuyor Yanık sesli destancılar geçmekte mi? Üç kuruşa satılık nane şekeri anılarım nerede? Ve hatıralarım kaynana şekeri tadında…. Ruhumda gezinmekte Çocukluğumun pamuk şekeri masalları burada gecenin sessizliğine karışır Yazlık sinemalardan yayılan belgin doruk replikleri Sahi ! siz hiç gittiniz mi? Elimde çamlıca gazozu yüreğimde zarife’min aşkı ben yedi yirmi dört anıların sokağında nöbetteyim ya siz??? mahmudiye düzkaya |
Bekir Akbulut tarafından 3/27/2013 9:29:18 PM zamanında düzenlenmiştir.