İmam-ı Azam
Türk-İslam âlimleri serisi – 8
İMAM-I ÂZAM EBU HANİFE (RA) (H. 150 yılında şehid edildi) Hicri seksen yılında Kûfe’de doğmuştu, Adı; Numân bin Sâbit bin Zevta konmuştu, İmam Âzam (Büyük İmam) lakabı oldu, Ebû Hanife künyesi olan İmam’ım. Dedesi Zûta olup, azadlı köleydi, Ali devrinde Kabil’den Kûfe’ye geldi, Zûta oğlu Sâbit, ticaret işindeydi, Müslüman ülkesinde büyüyen İmam’ım. Numân, küçük yaşında Kur’ân-ı hıfzetti, Hocası; Hammâd bin Ebi Süleyman idi, İbrahim en-Nehai’den fıkıh öğrendi, Pek çok âlimden ders alan Büyük İmam’ım. O, ilmin yanında ticaretle uğraşmış, Kazancını talebelerine harcarmış, İmam, bağımsız bir ilim merkez açmış, Hz. Ebû Bekir’e özenen Büyük İmam’ım. Edebiyat, sarf ve nahiv, şiir bilirdi, Malı satarken çürük malını vermezdi, İnsanları kandıranı asla sevmedi, Helal rızık peşinde olandı İmam’ım. Zeyd bin Ali’ye zımmen bey’at’ta bulunmuş, Emevi ve Abbasiler rahatsız olmuş, Yanlışlara karşı, daim doğruyu sunmuş, Ehl-i Beyt’e sevdalı olandı İmam’ım. Emevi döneminde yanlış valiler var, Halifeler adına yanlışlıklar yapar, Ulemalar ki; baskı altında kalmışlar, Bunlardan biri olan İmam-ı Âzam’ım. Emeviler Resûl soyuna yanlış yapmış, İktidar uğruna masum kanı akıtmış, İmam, haksız tutumlara hep karşı çıkmış, Emeviler’i sevmeyen Büyük İmam’ım. Kûfe’ye vali Ebu Hübeyre atandı, Bu kişi, heybetli ve gaddar bir adamdı, Fukahayı devlet hizmetine topladı, Vali davetine gitmeyendi İmam’ım. Hilafet; Peygamber neslinden olsun demiş, Abbasiler Peygamber neslinden gelirmiş, İmam, Abbasileri bundan desteklemiş, Resûl soyuna ihanet vardır İmam’ım. Vali, İmam’a üstün mevki teklif etti, “Görevi kabul etmezse döverim” dedi, Âlimlerin hepsini İmam’a gönderdi, “Zulme ortak olmam” diyen Büyük İmam’ım. Vali Ebu Hübeyre, İmam’ı hapseder, İmam’ı bizzat zindanda kendisi döver, Cellad; “Bu adam işkenceden ölecek” der, Cellad bile insaflıdır Büyük İmam’ım. Yeniden düşünmesi için serbest oldu, Vali O’ndan “Evet” cevabı bekliyordu, İmam, bu arada kaçmaya fırsat buldu, Mekke’ye sığınmış olan Büyük İmam’ım. İmam, Beytullah’ta altı yıl kadar kalmış, İlim irfanını Mekke halkına yaymış, Bu esnada Emeviler devri kapanmış, Kûfe’ye dönüp ders veren Büyük İmam’ım. Abbasilerden Halife Mansur baş imam, İmam-ı Âzam’ın güveni ona tamam, Abbasiler gelirdi, Muhammed soyundan, “Kutlu yolda olacaklar” diyen İmam’ım. Ümitler, kısa zamanda boşa çıktı, Abbasiler, Ali soyuna cephe aldı, İmam-ı Âzam, Ali aşkına yanardı, İktidar hırsı kişilik yıkar İmam’ım. Abdullah bin Hasan, İmam’ın hocasıdır, O, Abbasiler’e karşı ayaklanmıştır, İmam Malik’te isyana destek yapmıştır, Doğrular yanında olan Büyük İmam’ım. Halife Mansur, isyanı şiddetle vurmuş, Abdullah’ı da tutuklayıp hapse koymuş, İki oğlu da yakalanıp öldürülmüş, İmam Malik işkence görmüştür İmam’ım. Halife Cafer Mansur, İmam’dan çekinir, O’nun Kûfe’de çok sevildiğini bilir, O’nu denemek için kadılık verilir, Devlet görevini istemeyen İmam’ım. İmam, Bağdat inşaatında görev alır, Halife gözetimi altına almıştır, Ali soyuna eza-cefa da artmıştır, Kıskançlık arşa kadar yükselir İmam’ım. O’nun yüksekliğini çekemediler, İmam-ı Âzam hakkında kötü dediler, Halifeyi İmam’a karşı gösterdiler, Fetva vermesi de yasaklanan İmam’ım. İmam, hatalı olan fetvaya karşıydı, Kûfe Kadısı’nı bunun için uyarmıştı, Halife Mansur’u intikam hırsı bastı, İman ve ahlakı yüksek olan İmam’ım. Halife Mansur, sinsi planlar peşindeydi, O’na Devlet Başkadılığı teklif etti, Mansur’un derdi, kendini benimsetmekti, Hediyeleri kabul etmeyen İmam’ım. İmam der ki: “ Bu makama layık değilim, Doğru karar vermelidir, kadı dediğin, Yok, sana doğruyu diyecek cesaretim, Benim gönlüm razı değil.” diyen İmam’ım. “Hediyeye gelince; değil onlar senin, Gönderdiklerin ümmetin malıdır bilin, Bil ki; ben, devlet işine layık değilim.” Doğruları haykırıp söyleyen İmam’ım. “Sen bu işe layıksın deyip durdun bana, Yalan söylediğimi haykırdın suratıma, Yalancıdan hiçbir zaman fayda yok sana, Kadı olmaz yalancıdan.” diyen İmam’ım. Halife Mansur, Büyük İmam’a kızmıştı, Bir bahane bularak O’nu hapse attı, İmam’a günde yüz on kırbaç ceza vardı, İşkenceler altında ezilen İmam’ım. O güzel beden, işkencelerle ezildi, Bir rivayette denir ki; zehirletildi, Mü’min’im diyen biri, O’nu şehid etti, Selam olsun sana ey İmam-ı Âzam’ım. O güzel, müctehid ve fıkıh âlimiydi, Hanefi Mezhebi’nin İmamı bilindi, İmam, Bağdat’ta Hayruzan’a defnedildi, Yetmişinde Şehid olan Büyük İmam’ım. Hanefi Mezhebi’nin kurucusu denir, O, büyük kamet İmam’ı diye bilinir, Beş yüz bin meselenin hükmünü bilmiştir, Dört bin fetva verendi İmam-ı Âzam’ım. İslâm! Yıkılmaz dışardan ve de içerden, İslâm özü, oluşmuş Hakk’ın kudretinden, Sen kork! Dünyaya tapan Beşer-i Âdem’den, Cenab-ı Allah, dinin sahibi yiğidim. Her Firavun’un, bir Musa’sı hep olacak, Mansur ile İmam, mahşerde buluşacak, Biliniz ki; herkes ettiğini bulacak, Er mertliği, zalim zulmüyledir yiğidim. Onca eziyet içinde Hakk’la olmalı, Allah yolunda doğruları anlatmalı, Büyük İmam gibi, şehadete varmalı, Doğru olanlar hep kazanacak yiğidim. Şair, Araştırmacı, Yazar: Abdullah Yaşar Erdoğan |